20) Kader Ve Kazâ
7 Mart 2021
22) Kütüb-i İlâhiyye
7 Mart 2021

MELÂİKE-İ KİRÂM

 

Melâike: Nûrânî bir asıl ve maddeden yaradılmış diri ecsâm-ı latîfedir ya’ni renksiz, parlak ve gâyet ince cisimlerdir.

Melâike-i Kirâm’ın vücûdu bütün şerîatlar ve peygamberlerin icmâ’ ve ittifâklarıyla sâbitdir akıl bunların ne varlığı ve ne de yokluğu hakkında bir şey diyemez zîrâ melâike akıl ile bilinecek ma’lûmât cümlesinden değildir şu kadar var ki süflî olan yeryüzünde (hayât, akıl) sâhibi insanlar yaradılub da ulvî olan göklerin böyle şerefli mahlûklardan hâlî bulunması muvâfık-ı hikmet olamayacağından göklerde dahî (hayât ve akıl sâhibi) mahlûkâtın bulunmasıyla akıl hükmediyor ki işte onlar Melâike-i Kirâm’dır. Melekler kendi şekillerinden başka kesîf bir şekil ve sûrete girmedikce insanlara görülmezler çünki renksiz, parlak ve ince cisim olduklarından (bu sıfatlar ile muttasıf olan hava ve rüzgârı biz göremediğimiz gibi anlar da) önümüzden geçdikleri hâlde bize görünmezler. Kendileri dilerse gâyet güzel bir sûrete girerek insanlara görünürler nitekim Peygamberân-ı İzâm Hazerâtına göründükleri gibi.

İnsanların güçleri yetmediği işlere anların güçleri yeter Keşiş Dağı gibi en büyük dağları yerlerinden kaldırmağa ve dağıtub atmağa güçleri yeter bir saatde, bir lahzada gökden yere inmeye ve yerden göklere çıkmağa kâdirdirler ve en dar menfezlerden girüb çıkabilürler. Otlar, ma’denler, hayvanlar vücûda gelmek, yağmur ve kar yağmak, rüzgâr esmek hareket-i arz olmak gibi masnûât-ı ilâhiyyeyi Cenâb-ı Allâh’ın irâde buyurduğu vecih üzere tedbîr etmek hikmetine binâen Melâike-i Kirâm Hazerâtı çeşid çeşid sûretler üzere yaradılmışlardır.

Meleklerin cümlesi mü’mindirler Cenâb-ı Hakk’ın emrinden aslâ ayrılmazlar hemen Allâh’ın emr eylediği şey’leri yaparlar anlarda erkeklik, dişilik yokdur yemezler, içmezler, taâmları tesbîh ve şarâbları takdîs ve işleri zikrullâhdır. İyi ve hayır işlerde ve hâl-i ıztırârda çok kere insanlara yardım eyleyüb pek çok âfâtdan kurtarırlar.

Melâikenin adedi cümle mahlûkâtdan çokdur fakat envâ-ı adîdesi vardır her biri bir hizmete konmuşdur en büyükleri Cebrâîl, Mikâîl, Azrâîl, İsrâfîl Aleyhimissalâtu Vesselâm Hazerâtıdır ki bunlar peygamberlerdir kimi yerde, kimi gökde, kimi de arşdadır kimi dâimâ kıyâmda, kimi rükû’da, kimi sücûdda, kimi de dâimâ tesbîh ve takdîs ile Cenâb-ı Hakk’a ibâdetle meşgûldur kimi yerde ve gökde hâdis olan ahvâl-i âlemi ve umûr-ı ibâdı Cenâb-ı Hakk’ın irâde buyurduğu vecih üzere tedbîre me’mûrdur. Kimi insanların yapdıkları her işleri ve her hâl ve hareketlerini yazmağa me’mûrdur. Kimi de yeryüzünde seyâhat ederek ibâdet olunan yerlere uğrayub insanların ibâdet yapdıklarını anlamağa me’mûrdur ba’zıları dahî (Ümmet-i Muhammed)’in getirmiş oldukları Salavât-ı Şerîfe’yi Peygamber-i Zîşân Efendimiz’e teblîğ ve îsâle me’mûrdur ba’zıları Mücâhidîn-i İslâmiyyeye yardım etmeye me’mûrdur kimi de kabirlere müekkel olub ölülere suâl sormağa ve azâb yapmağa me’mûrdur ba’zıları hazene-i cehennemdir ki anlara Zebânî ve reîslerine de (Mâlik) tesmiye olunur ba’zıları hazene-i cennetdir ki bunların reîslerine (Rıdvân) tesmiye olunur hazene-i cennetden ba’zıları ehl-i cennet içün hademe, ba’zıları kuyumcu, ba’zıları terzi, ba’zıları da bağçıvanlık etmeye muvazzafdır.

Her erkek ve her kadın üzerine Melâike-i Kirâm’ın vücûdunu i’tikâd etmek ve günâh işlemek Allâh’ın emrine muhâlefet etmek ve emânetullâha hıyânet bilmek gibi ahvâl anlar hakkında aslâ câiz olmadığını bilüb i’tikâd etmek farzdır Melâike-i Kirâm’ın vücûdunu inkâr küfür olduğu gibi ale’l-ıtlâk anlardan biri hakkında tahkîr yollu söz söylemek mûcib-i küfürdür.

Melâike-i Kirâm içinde (Cebrâîl) Aleyhisselâm Cenâb-ı Hakk tarafından peygamberlere vahiy ve kitâb getirmeye vâsıta kılınmışdır Kurân-ı Kerîm, İncîl, Tevrât, Zebûr gibi kitâbları getirüb peygamberlere veren Cebrâîl Aleyhisselâm’dır.

[Mir’atü’l-İslâm, Büyük Şehîd İskilibli Muhammed Âtıf Hocaefendi, 1332 Baskı, sh:23-24-25]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir