“Bir kimsenin kardeşlerinin sâlih zâtlar olması, onun saâdeti cümlesindendir.”
(Sülemî, Künûzü’l-Hakâik)
İzâh: İnsanlar arasında bir umûmî kardeşlik vardır. Fakat hepsi de aynı terbiyede, aynı seviyede değildir. Binâenaleyh herkes evvelâ kendi nefsini tehzîbe çalışmalıdır, sonra da ahlâkı etvârı güzel olan kimselerle düşüb kalkmalıdır. İyi terbiyeli, halûk, dindâr zâtlar ile münâsebâtta, muhâsebâtta bulunan bir kimsede de bu gibi fazîletler tecellî eder. Bilakis terbiyesiz, ahlâksız dînî terbiyeden mahrûm kimselere mukânetlerde bulunanlar da onlardaki o sûi hâle tutulurlar. Artık kendisine sâlih arkadaşlar te’mîn etmiş olan kimse hakîkaten mes’ûddur, bahtiyârdır.
«Mîzâna vur görüştüğün ahbâbı elhezer!.»
«Rehber tasavvur eylediğin râhzen olmasın.»
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 448. Hadîs-i Şerîf, Sh; 285, 286]