“Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün, Cum’a günüdür. O günde Hazreti Âdem yaratılmıştır, o günde Cennet’e girdirilmiştir. O günde Cennet’ten çıkarılmıştır. Kıyâmet de Cum’a gününden başka bir günde kopmayacaktır.”
(İmâm Ahmed İbn-i Hanbel, İmâm Müslîm, Tirmizî, Câmiu’s-Sağîr)
İzâh: Bu hadîs-i şerîf, Cum’a gününün ehemmiyetini belirtmektedir. Çünkü bu mübârek günde en muazzam hâdiseler zuhûra gelmiştir. Şöyle ki:
Hazreti Âdem’in bir bediay-i kudret olan yaradılışı Cum’a gününe müsâdiftir. O mübârek zâtın kudret-i ilâhîye ile Cennet’e muvakkaten konulması da o Cum’a günü vuku bulmuştur. Beşeriyetin ilk pederi ve ilk peygamberi olan o zâtiâlinin yeryüzünü şereflendirmesi de, Cum’a gününde vaki olmuştur. Zâten Hazreti Âdem’in yaradılışındaki, peygamberliğindeki en büyük hikmette nevi beşerin yeryüzünde zuhûru ve onlara dîn-i ilâhînin teblîğ buyurulmasıdır. İşte bu ulvî hikmette yeryüzünde Cum’a gününden i’tibâren tecellî etmeğe başlamıştır. Binâenaleyh Cum’a günü hafta günlerinin en fazîletlisidir. Ulemâ-i Kirâm’ın beyânına nazaran Arefe günü ise bütün bir senelik müddetin en fazîletli bir günüdür. Cenâb-ı Hakk, cümlemizi bu kutsal günlerini şerefini bihakkın idrâk ederek bunları güzel amellerle geçirmeğe muvaffak olan sâlih kullarına ilhâk buyursun. Âmîn…
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 174. Hadîs-i Şerîf, Sh; 122, 123]