“Rasûl-i Ekrem Hazretleri bir işi mühim görünce mübârek başını semâya doğru kaldırır, «Sübhânallâhi’l-azîm» derdi. Duâda ısrâr edince de «Yâ Hayyu Yâ Kayyûm» diye niyâzda bulunurdu.”
(Tirmizî, Câmiu’s-Sağîr)
İzâh: Ma’lûmdur ki, Hakk Teâlâ Hazretleri mekândan, zamândan münezzehtir, ancak semâ, füyûzât-ı ilâhiyenin bir tecellîgâhıdır, kudret-i sübhâniyenin pek bedî’ bir eseridir. Bu cihetledir ki, nazarların semâ tarafına atfedilmesi bir tefekkür nişânesidir. Yaratan Zât-ı Ulûhiyetin azamet ve kudretini hatırlamaya bir vesîledir. Esmâ-i ilâhiyeden olan (Hayy, Kayyûm) ise ma’bûdumuzun ezelî ve ebedî varlığını ve bütün mükevvenâtı onun yaratıb tanzîm buyurduğunu ifâde eder. Bu cihetle bunlar ile lisân-ı ubûdiyeti tezyîn etmek, en mukaddes zikirlerden ma’dûdtur.
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 270. Hadîs-i Şerîf, Sh;180]