“Bir kimse için dînine, dünyâsına âid husûsta i’timâd olunulması, saâdet olmak için kâfîdir.”
(Câmiu’s-Sağîr)
İzâh: Müslümânlar, yeryüzünde Allâhü Teâlâ’nın şâhidleridir, onların güzel zanlarına, emniyet ve i’timâdlarına mazhâr olan bir zât, cidden mes’ûdtur. Binâenaleyh her müslümân için lâzımdır ki, kendi güzel hareketiyle, kendi sadâkat ve istikâmetiyle sâir müslümânların teveccühlerini, i’timâdlarını kazanmaya çalışsın, hakkında kötü zannı i’timâdsızlığı celbederek hareketlerden kaçınsın.
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 276. Hadîs-i Şerîf, Sh;182]