.
“Bir müslüman Ramazân-ı Şerîf orucunu tutsa, altı günde Şevvâl’den ilâve etse bütün bir yıl oruçlu geçirmiş gibi olur.”
(İmâm Ahmed İbn-i Hanbel, İmâm Müslîm, Câmiu’s-Sağîr)
.
İzâh: Şüphe yok ki, Allâhü Teâlâ’nın kulları hakkındaki lütf ve ihsânı bînihâyedir. Bir haseneye on misli sevâb vereceğini, vaad buyurmuştur. O hâlde otuz altı gün oruç tutan bir müslüman, üçyüz altmış kat sevâba nâil olacağından bu cihetle bir sene oruçlu bulunmuş gibi sayılacaktır. Binâenaleyh Şevval ayında birinci günden sonra nâfile olarak biribiri peşine veyâ ayrı ayrı günlerde altı gün oruç tutmak pek sevâbtır. Buna muvâzebet etmelidir. Ma’lûmdur ki oruç tutmak ve sâir bir kısım ibâdetlerde bulunmak nefs ile bir mücâhededir. İnsanların mücâhede-i nefiste bulunmaları, insâniyete lâyık evsâf ile ittisâfa çalışmaları ise kendi selâmet ve saadetleri için son derece lâzımdır. Hayfaki bugün beşeriyet âlemi, umûmiyeti i’tibâriyle bu mücâhedenin kadrini lâyıkı ile takdîr edemiyor. Bu gün cihânın her tarafında görülen bir çok muzır cereyânlar bütün nefs ile mücâhededen mahrûmiyetin bir netîcesidir, dînî ve ahlâkî vazîfelere âdemi riâyetin bir semeresidir. Bu yüzden ictimâî hayât bozulmuş bir hâle gelmiş oluyor. Bu yüzden insâniyet muhitinde nice çirkin manzaralara tesâdüf olunuyor. Velhâsıl: umûm beşeriyet büyük intibâha muhtaç bulunmaktadır.
Hakk Teâlâ Hazretleri cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın, Amîn.
.
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 422. Hadîs-i Şerîf, Sh;269]