İbâdetlerin En Fazîletlisi…
24 Nisan 2020
Kendisine İ’timâd Olunan Müslümân
9 Mayıs 2020

“İKÂMETGÂHLARINIZI NÛRLANDIRINIZ…”

“İkâmetgâhlarınızı namâz ile,
Kur’ân-ı Kerîm’i tilâvet ile nûrlandırınız.”

(İbn-i Habbân, Câmiu’s-Sağîr)

 

İzâh: Namaz gibi, Kur’an-ı Mübîn’i tilâvet gibi ibâdetler, birer mânevî güneştir. Bunların o kutsî ziyâlarından istifâdeyi büyük bir ni’met bilmelidir. Bunların nûrlarından mahrûm olan yerlerde mânevî hayâttan ulvî duygulardan eser görülemez. Binâenaleyh mânevî kutsal bir hayâta nâiliyet için namaza, Kur’ân-ı Kerîm’i kırâata devâm etmelidir. Farz namazları edâ için bir câmi’-i şerîfe gidilmediği takdîrde bunları hânede âile efrâdı ile cemâat hâlinde kılmalıdır. Kuşluk ve teheccüd gibi nâfile namazlar ile de evlerimizi tenvîre çalışmalıyız. Ma’lûm olduğu üzere namaz en büyük bir ibâdettir. Namazda Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleri okunur, Cenâb-ı Hakk’a en güzel bir tarzda ubûdiyyet vazîfesi îfâ edilmiş olur, Kur’ân-ı Mübîn’i ezber olarak veyâ mübârek Kur’ân sahîfelerine bakarak okumak da pek yüksek bir ibâdettir.

Bu ümmetin en şerefli fertleri, Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzetmiş olanlar ile geceleyin ibâdet ve tâatta bulunanlardır. Kur’ân-ı Mübîn ile hâfızalarını tenvîr etmiş olanlar ve geceleyin kalkıp zikir ve fikir ile, teheccüd namazını kılmakla meşgûl bulunanlar, pek büyük sevâblara nâil olmuş, ikâmetgâhını nûrlar içinde bırakmış olurlar.

Velhâsıl: Namaz sâyesinde, tilâvet-i Kur’ân sâyesinde îmânımız başka feyize mazhâr olur, kalbimiz de, yurdumuz da nûrlar içinde kalır. Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenib başkalarına da öğretenler, bu ümmetin en hayırlı âzasından sayılırlar. Artık bu mübârek kitâb-ı ilâhîyi hem biz okumalıyız, hem de evlâdımıza, akrabamıza, bütün dîn kardeşlerimize okutmalıyız ve dinlemeliyiz.

Kur’ân-ı Kerîm, bir mûcize-i ilâhîyedir, bunun lâfzı da, mânâsı da bir kutsiyeti hâizdir. Bunun yerine hiçbir tercüme, hiçbir te’vîl kâim olamaz. Bu bir medâi-i ilâhîyedir, bir zikri subhânîdir, bunu olduğu gibi hıfzetmek, bunun mübârek tilâvetinden de, mukaddes mânâsından da istifâde eylemek bizim için saâdettir. Mübârek elfâzı kıyâmete kadar tebdîl ve tağyîrden mahfûzdur. Allâhü Teâlâ Hazretleri: (İnnânahnü nezzelnazzikre…) Buyurmuştur.

İşte bu da bir mu’cize-i Kur’âniye’dir. Bin üçyüz şu kadar seneden beri bu kitâb-ı ilâhî tamâmiyle mahfûz kalmış, kıyâmete kadar da mahfûz kalacaktır… Bunun ulvî mânâsından da istifâde etmek isteyenler bu husûsta yazılmış olan muhtasar ve mufassal bir çok tercümelere, tefsîrlere mürâcaat edebilirler. Hakk Teâlâ Hazretleri hepimizi bu semâvî kutsî kitâbın lâhutî nûrlarından bihakkın müstefit buyursun AMÎN…

 

[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 464. Hadîs-i Şerîf, Sh;294, 295]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir