Zâlime “Zâlimsin” Demekden Korkanlar
6 Şubat 2020
Amelde Rızâ-i İlâhî Aranır
27 Şubat 2020

DÎN-İ İSLÂM BİR NÛR-İ İLÂHÎDİR

 

“İslâmiyet dâimâ yükselir, Onun üzerine yükseltilemez.”

(Dârekutnî, Beyhakî, Câmiu’s-Sağîr)

 

İzâh: Filhakîka İslâmiyet, ilâhî ve kutsî bir dîndir. Bütün hükümleri akla hikmete muvâfık ve ammenin ihtiyâçlarını tatmîne fazlasiyle kâfîdir. Artık hiçbir meslek, hiçbir felsefe, hiçbir beşerî te’sîsât bu lûhûtî müessesenin ulviyetini hâiz ve ondan üstün olamaz. Bu bir hakîkattir ki, bugün bunun birçok munsif müsteşrikler de itirâf etmektedir. Ezcümle Doktor Güstav Lobon demiştir ki (dünyânın bütün edyânı içinde Müslümanlık Kur’ân ile en saf ve en temiz tevhîdi öğretmekle temâyüz eder. Mısırın Bizans tarafından fethi zamânından beri hıristiyan olan milletler İslâmiyet’in zuhûrunu müteâkib, Kur’ân ile müslümân olmuştur. Halbûki diğer taraftan hiçbir muzaffer veyâ mağlûb bütün bir milletin böyle birdenbire hıristiyanlığı kabûl ettiğine dâir elimizde bir misâl yoktur.)

Evet… Dîn-i İslâm’ın ulviyetini nûrâniyetini, münsif, müdekkik olan zâtlar inkâr edemezler. Bu böyle bir nûr-i ilâhîdir ki, bunu hiçbir kimse söndüremez. Ancak yarasa tabiatlı olanlar bu ilâhî nûrun bütün dünyâya intişârını istemezler ve Hakk’ın tecellîsini arzu etmezler. Çünki onların gözleri bundan kamaşır, canları sıkılır, kendi çirkin hareketlerinin fenâlığı görülüp anlaşılır. Fakat o nûr-i sübhânînin zuhûruna, intişârına, devâmına bunların bu hâyinâne hâlet-i rûhiyelerine mâni olamaz.

«Başlar lemân etmeye bir neyyiri irfân

Her lâhza üfulun gözetir şebbere çeşmân

Adasının alçaklığı ettikçe tevâli

Eyler o ziyâ küster-i afâk teâlî»

 

[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 70. Hadîs-i Şerîf, Sh;46]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir