İnce Ayar Uyutma = Dembokrasi Denen Faşizma!
19 Mart 2019
Partiler Hiç De Doğru Olmayan Bir Teşkîlâtdır…
21 Mart 2019

DEMBOKRASİNİZ BATSIN! 

Tâhir MÂHİR

 

Ref-erandum mu desem, kef-erandum mu desem, def-erandum mu, bir rezâlete doğru giderken Allâh Azze encâmımızı hayreylesin! Âmin…

Müslüman millet ne hâle geldi, getirildi?. Müsebbibleri iki cihanda haketdikleri en ağır cezâyı bulsun!

Âmin!

En nefret etdiğim lâfız, şu dembokrasi. Yerin 7 kat dibine batasıca…

Ulan bu Haçlısıyla haçsızıyla, taçlısıyla taçsızıyla, homosu, mamasıyla bu gâvur sürüleri; doğusuyla batısıyla, batasıcasıyla, baltacısıyla, İngiliziyle, Yahudisiyle, ABD ve AB’siyle, BM’si Nato’su Toto’suyla hani bunlar “DEMOKRATDI?”

Allâh Azze ve Celle topunun da belâsını versin!

Âmin, Ve selâmün Alel Mürselîn!

Dembokrasileri BATASICALAR!

Kelâm-ı Kadîm’in buyurduğu gibi “Kâtelehumullâh!”

Geberesiceler!

55 senedir yazdık: “Dembokrasi, bu gâvur dünyâsının İslâm Coğrafyasına, iliklerini emmek içün tatbîk etdiği bir NARKOZDUR!”

Duyuramadık!. Duymadılar, hâlâ daha duymak istemiyorlar!

Zarara kendi rızâsıyla rızâ gösterene A-C-I-N-M-A-Z…

Yahu oğlum!

Politikacı yavrum, güzel çocuğum, bininci kere söylüyorum:

“Dembokrasi, bu gâvur dünyâsının İslâm Coğrafyasına, iliğini sömürmek içün tatbîk etdiği bir NARKOZDUR!”

Ö. Çelik nâm AKP bakanı-göremeyeni de diyor ki:

“Batılı dostlarımızdan Demokrasiye sadâkat bekliyoruz!”

Aman bekle! Kıyâmet kopuncaya kadar bekle!

 Yâ Rabb!

Bizi bize bırakma!

Yahu arkadaşım! Demokrasi diye bir şey yok! DEM-BOK-RA-Sİ vaarrrrrrrrr !!!

Gâvur dünyasının “adâleti” olmaz, tamam… İslâmiyyet’deki gibi Allâh Hukûku dışında (adâlet) muhâl, mümteni’, müstahil… Canı isteyen inanmasın, cehennemin dibine kadar yolu var!. Allâh’sızlar zâten inanmıyor… Amma bir gün sonsuz pişmanlıkla öyle bir inanacaklar ki, vallâhî cihan ile, o “Allâh ve Peygamberle konuşan” hâşâ, yahudi Locafendi bile şaşıracak…

Gâvurun adâleti olmaz dedik!. Fakat oralarından uydurdukları ve adâlet diye insanlara kakaladıkları; ve odun gibi, kütük gibi kitablara geçirdikleri bir “adalet” zulümnâmeleri (numaraları) vardır!.İşte GÂVUR, bu zulümden, numaradan (adâleti-hukûku-kânûnu)nu bile tatbik etmiyor!. Bizim saftirikler bu dünyadan, “gâvur” ne demek bunu öğrenemeden gidecekler, yazık!

Ne demek bu?. Bu gâvur, şunları diyen demek:

“Ben, dembokratım, ben, adâlet denen şey bilmem, ben, demokrat geçinirim amma o numaradan adâletimin de, hukukumun da, gugukumun da, kânunlarımın da dünyanın gözü önünde çatır çatır ırzını kezzap dökerek paçavraya çeviririm! Dünya benim esirim ve kölem olmaya mecburdur!”

Cihan kuruldu kurulalı, bunu kaç kere söylediler ve isbat da etdiler!. Garîbanlarımız bunu neden duymaz ve anlamazlar acebâ?

İ’tirâzı olanın canı cehenneme!. Kime ne?. Benim “inanç hürriyetim” de böyle yazdırıyor!

Ulan, işte Uzak Doğu denen yerden Filistin’e, Afganistan’dan Suriye ve Irak’a ve Yemen’e, Mısır’dan Afrika ülkelerine kadar bütün İslam Coğrafyası ortada… Buraları kim karıştırıyor, kim altını üstüne getiriyor, kim kan gölüne çeviriyor? Vallâhî o “demokrasi” esrârını dünyaya içiren haşhâşî HAÇLI BATI ve HAÇLI DOĞU… Ulan İngilizin, ABD’linin, AB’linin, Moskof’un; ulan kabuklu 63 devletin “Orta Doğu’da” ne işi var?. Bu hırsız, kâtil, or….u çocuklarından “stratejik ortak, eş başkan, müttefik, dost, post, bilmem ne” olmaaaaz!. Ulan Oğlum burnunuzun dibindeki SELÇUKLU VE OSMANLI târihine hiç bakmıyor musunuz?. Siz böyle nasıl Devlet idare edeceksiniz be?. Bu kafayla köy idare edemezsiniz siz, adam ve madamlar!

1) Tavil Tayyib Paşa nasıl kıvranıyor, nasıl sancıdan sesi soluğu titriyor, nefesi daralıyor? Yüzü pancar gibi kızarıb hiddetinden neredeyse gavurların imiğini sıkacak ve bir damla kan çıkmayacak!

Fakat “demokrasiniz batsın” diyemiyor!. Dese rahatlayıb ferahlıyacak!. Ammâ sünnîlikle şiiliği aynı kefeye koyub “İslam alemi, sünnîlik ve şiîliğin TEHDÎDİ altında” diyebiliyor!. Gücü ötekilere değil; beridekilere yetiyor!. “Eski Türkiye’de” “irtica tehdîdi” diye bir kepâzelik vardı; AKP’nin “Yeni Türkiye’sinde” de “Sünnîlik öncelikli tehdîd!”

Eh, Yâ Sabûr!

“Bu  da geçer yâhû!”

 Dembokrasileri bata!

2) T.T. Paşa’mız, “Vidyo konferans” yoluyla Alaman gâvurunun bilmem hangi şehrindeki mitinge katılmak istemiş, gavurun anayasa mahkemesi 2 saat içinde karar çıkartıb müsaade etmemiş!.

İlâhî hikmatler var!. Dostu düşmanı çok ama çok iyi belle, öğren ihtarnâmesi!. İşe yarıyor mu?. Şu ana kadar hayır!

Ö. Çelik ise:

“Batılı dostlarımızdan demokrasiye sadâkat bekliyoruz!”

 Demez mi?.

Oha!

Daha bugünki haberlerde… Geçmişde ise  “Laiklik bizim nükleer gücümüzdür!” diye vecizeler dökdüren Ö. Çelik!. Bu milletin çilesi biteceğe benzemiyor, yanmışız be…

Şu bizim milleti bu “dembokrasi batıracak” diye kaç bininci kere yazsam acebâ?

Dembokrasileri batsın!

3) Tavil Tayyib Paşa barbar bağırıyor:

“ Alaman, Cemil Bayığı vidyo konferans yolu ile Kandil’den tâ Berlin’deki PKK’lıların mitingine bağlıyor, beni bağlamıyor!”

E canimun içu RAİZ! Hâlâ mı anlamadun, gavır terorıstın ahbâbidur, canidur, kaltağidur da!

Bir yedukları ayridur!

Ha senu gunahlaru gadar sevmezler!

Dembokrasileri batsun!

4) Reis Bey, hiddetden kıpkırmızı kesilib gavurlara öyle bir kızıyor ki, dil ile ta’rîf gayr-i kâbil:

“Alaman, benim Adliye ve ekonomi bakanıma konuşma imkânı vermiyor, neymiş araba parkı içün yeri yokmuş!.”

Canım neye versin?. Seni günâhı kadar sevmiyor ki… 15 Temmuz’da kıçları üzerine çakıldı gâvurlar, acısını nasıl çıkaracaklar, kin ve gayzdan kuduz it gibi çırpınıyorlar!. Papaz kızı Merkel iki hafta evvel geldi, “İslâmî Terör” diye damara basa basa gavurluğunu çakdı, nanik yapdı ve gitdi!. Neye geldi Papaz kızı?. Hangi kancıklığa geldi?. Bilen yok!

Dembokrasileri batsın!

“KÂTELEHUMULLÂH!” çek Reis, için biraz açılır, ferahlarsın!. Cenâb-ı Hakk’ın dediğini sen de deyiver!. Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!

5) 1908’den itibâren bizim milletin anasını belleyen, bu “Laikliğine ve Dembokrasisine ve Cumbokrasisine” âşık olunan HAÇLI BATI’dır…

Bütün ihtilâl, darbe, gezi, 17-25 aralık ve ne kadar huzur kaçıran orospu çocukluğu varsa, alayının arkasında da bunlar var! Anladınız mı, “Türkiye’yi idâre ediyoruz!” zannındaki koçlarım, tosunlarım, aslanlarım, kaplanlarım!

Dembokrasileri batsın!

6) Bu Haçlı BATI ve Doğu’dan, Osmanlı neler çekmedi!. Öf öf, oy anam oy!

Şimdi sıra “Laik Dembokratik Cumbokratik Türkiye’de!”

Alaman gâvuristanı PKK’nın 1. Karargâhı!. Siz, Kandil, yok Mendil, yok Pokdil v.s diye tatlı tatlı ninniler söyleyin, millet de uyusun!.

Unutmayın, dinlemiyeceğinizi ve duymayacağınızı adım kadar bile bile tekrar yazıyorum:

 “Bu milleti ALLÂH AZZE’nin huzûrundan başka, beşerî irâdelerin önünde zorla eğilmeye, rükûa ve secdeye mecbûr ederseniz, evvela sizin, sonra da bu milletin sonu gelecek demekdir…” Bunu bir kenara yazın!

Dembokrasileri ve beşerîlikleri ve felsefelerinin alayı batsın!

7) CHP denen diktatör ocağı, Kâinât’ın gözünün içine baka baka 27 senelik cihanda eşi görülmeyen diktatörlüğünü unutacak, milletin en sağlamlarını ve âlimlerini ve yetişmişlerini tavuk boğazlar gibi boğazlıyacak; ve şimdi de “diktatörlük tehlikesini” öne çıkarıb “aman evlâdımızın önüne onur ve gurur ile çıkalım, komşunun elinden tut, sandığa götür!” nutukları çekib, göz külleyecek!. Yekvücûd bir millet olmanın anasını belleyen dembokrasiniz, sandığınızın da oyunuzun da belâsı olacak!

Evet’in de hayır’ın da, gel de cemâziyelevvelinden başlama!

Dembokrasileri batsın!.

8) Yeni başdan adam gibi müslüman olmadan bu işin altından kalkılamaz!. CHP’nin İslâm’sızlığı da, AKP’nin mezhebsizliği de yok olmadan, bütün cihan bir araya gelse bana hiçbir şey anlatılamaz!

“LÂ İLÂHE…..” demeden bir tek ferd-i vâhidi bile, kendinizi bile kurtaramazsınız!.

Büyük Osmanlı Müfessiri Allâme Elmalılı Merhûm’un dediği gibi:

 “Dünyâ ve Cihân devletinin sâhibi SİZ DEĞİL; ALLÂH AZZE’dir…” 

Hadi inanın da göreyim!.Lafla peynir gemisi yürümez!

Tam da, Büyük Osmanlı Şeyhülislâm’ı Merhûm Mustafa Sabri Efendi Hazretlerini dinleme noktasına geldik!. Muârızı münkirler kudursa da, Merhûm’dan iktibâs edelim ve cihanda nasîbi olanlara okutalım:

“….sonradan görmelerin, ne oldum delisi olanların ALLÂH ile REKÂBET ETMEK DERECESİNDE düşdüğü güçlüklere düşmediğine bir misâl olarak, Sultân Selîm-i Evvel’in şu arabça beyitlerini nazar-ı dikkat ve ibrete vaz’ edelim: (Tercemesi)

“MÜLK VE SALTANAT ANCAK CENÂB-I HAKKINDIR. ONDAN BAŞKA, DÜNYADA HERHANGİ BİR EMELİNE ZAFERYÂB OLAN HER FÂNÎ MUTLAKA ELİNDEKİNİ GERİ VERMEYE MECBÛR OLDUĞU GİBİ, MUVAKKATEN ELDE ETDİĞİ ŞEYİN, BİLÂHARA MES’ÛLİYYETİNİ ÇEKECEK, YANİ SEÂDETİ ZEVAL BULACAK VE MES’ÛLİYYETİ BÂKÎ KALACAKDIR. EĞER FARZ-I MUHÂL OLARAK, GEREK BENİM VE GEREK BİR BAŞKASININ, YERYÜZÜNDE BİR PARMAK UCU KADAR HAKK-I MÜLKİYET VE HÂKİMİYYETİ OLSA, ALLÂH’IN, MÜLKÜNDE  Ş E R İ K İ  OLMAK LÂZIM GELİRDİ.” (Dipnot: Müşârünileyh bu beyitleri, Mısır Fethinden sonra söylemişdir.) (13. Rabiulevvel. 1339/ 7.Ağustos.1930, Yarın Gazetesi)

İşte Osmanlı bu idi!

İngiliz ve avanesi ile içdeki ateist kuyrukları bu Osmanlıyı batırdı!. Şimdi de o koalisyon denen eşkıya sürüleri Kuds-i Şerîf, Şam ve Bağdad vilâyetlerimiz çevresinde, kadîm Haçlı Seferlerini, başka renk tonları ile en aşşağılık cibilliyetle tatbika koymaktadır!. HALÎFE-İ MÜSLİMÎN Yavuz Cennetmekân Hazretlerini dinlemiyen ve buna rağmen O’na (torunluk) lâf u güzâfı sıkanlara, O’nun satırları hançer gibi saplanmalıdır!

Dembokrasileri, nice bahâneleri oralarından uyduran Haçlı Batı gâvurları ile, yerin 7 kat dibine…

 

(İntişârı: 04.03.2017)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir