(1) Şevket Bey’in “Tebrik, Selâm Ve Hürmetler Sunup Ellerinden Öptüğü!” Yer!
26 Ağustos 2011
Şevket Eygi Bey’in Günlük “İctihâdına!” Göre Müslümanlara Dinde Zorlama Varmış!
2 Ekim 2011

Şevket Eygi Bey modern ve asrî ictihadlarına devam ediyor. Şimdi de “İslâm Demokrasisi!” diye bir ictihad yumurtladı… Millî Gazetenin (6.11.2011)

ŞEVKET EYGİ’NİN “İSLÂM DEMOKRASİSİ!” İCTİHADI!

-1-

Mehemmed SAFFET

 

Şevket Eygi Bey modern ve asrî ictihadlarına devam ediyor. Şimdi de “İslâm Demokrasisi!” diye bir ictihad yumurtladı… Millî Gazetenin (6.11.2011) tarihli nüshasındaki yazısı aynen şöyle, okuyalım:

“-Demokrasi Sihirli Değnek Değildir. SADECE demokrasi kesinlikle yeterli değildir. Demokrasinin yanında bilgelik olmazsa işler düzelmez, ülke iyi idare edilmez.”

Mefhûm-ı muhâlifinden gidersek, demek ki “dembokrasinin yanında bilgelik olursa işler düzelir ve ülke iyi idâre edilir!”

Yunan ve bütün batı-doğu memleketlerinin kabukluları, dembokrasinin yanına bilgelik koymayı neden akıl edemiyorlarsa! Acaba Şeyket Bey bu sihirli sopaya yani “İslâm Demokrasisi”dediği (aşağıda gelecek) rezâlete, hangi “Ehl-i Sünnet Vel’-Cemaat” kitabında rastladı? Kendinden menkûl ibârelere göre,“Kitabda yerini ve fetvada mahallini görmeden aslâ yazı yazmadığı” cümle âleme ma’lumdur hani!!!

1950 tarih-i efrencîsine gelinceye kadar İslâm tarihinin neresinde “dembokrasi” lâfı geçer?

“Ehl-i Sünnet” dendi mi, en büyük mücâhidimiz, günümüzde kendileridir üstelik!

Devam ediyor:

“-Sadece bilgelik mi?.. Hayır, onun yanında, sandıktan çıkmayan başka değerler ve kurumların da olması gerekir.

Bir ülkede eğitim iyi değilse demokrasi de iyi olmaz.

Halkın ahlak ve karakteri iyi ve sağlam olmazsa o ülkeye iyilik hakim olmaz.

Van depremzedelerine yardım gönderilmiş, bir vatandaşa nevresim kaplı bir battaniye verilmiş, nevresimin içinden bir zarf çıkmış, zarfın içinde 5 bin TL varmış, bunu bulan felaketezede vatandaş sahibini aramış ve parayı ona ulaştırmış… Ne güzel değil mi? Lakin madalyonun arka tarafından vahşice yağmalanan çadırlar ve diğer yardım malzemesi var.

Bir halk, yararına ve zararına olan şeyleri bilmiyorsa, demokrasi orada fazla bir işe yaramaz.

Demokrasi var ama medya iyi değil, yine işler düzelmez.

Demakrasi var ama yiyicilik, kokuşma, rüşvet, alavere dalavere, haram yeme, gayr-i meşru komisyonlar, rezaletler gırla gidiyor. Ne yapsın fukara demokrasi böyle bir ortam içinde.

Hem demokrasi var, hem de onun yanında resmî vesayet ideolojisi, durum yine fena demektir.

İyiler korkak, pısırık, etkisiz; kötüler gözükara, cesur mu cesur… Böyle bir ülkede sabah olmaz.

Demokrasi bir din değildir.”

Bal gibi (bâtıl) bir Dindir. Çünki hayatın bütün safhalarına el uzatan bir (hayat tarzı) olarak anlatılıyor ve tatbikatı da böyle isteniyor. Politikacı sihirbazlar bir yılda ve o da istismar gayesiyle“yüce dinimiz İslâm!” demeyi birkaç kere ağızlarına alıyorlarsa, dembokrasiyi ise en az 365 kere zikretmekteler; ve ona aykırılığı da her fırsat ve her yerde tel’în ile (kınayıp  kına) yakmaktadırlar!.

Dembokrasi, hâl-i hazırda modern dünyanın bir dinidir; ve ikinci başka uydurma ve beşerî bir dine geçinceye kadar da, ABD, AB ve siyonizma emperyalizmasının, bütün insanlığın ensesinde boza pişirmesine yarayan, göz külleyen vitrin religionu…

“Demokrasi mutlak ve evrensel bir değer değildir.

Halkı Müslüman olan bir ülkede ancak bir İslam demokrasisi olabilir. Müslüman ülkede İslam’a zıt, İslam’a düşman demokrasi olmaz.”

İşte bu şâhâne ve çağdaş fetvaya biz, bir şeyler demeliyiz!..

“Halkı Müslüman olan bir ülkede ancak bir İslâm demokrasisi olabilir!” denirse, bütün peygamberlerin ve Peygamberler Peygamberi Son Peygamberin îmân edenleri kat’ıyyen müslüman olduğundan, bu müslümanların ülkelerinde birisi kalksa da: “SİZİN ÜLKENİZDE ANCAK BİR İSLÂM DEMOKRASİSİ OLABİLİR!” dese, eğer kâdı ta’zîr cezâsına öyle hükmederse o adamın kuyruğuna teneke bağlar tımarhâneye tıkarlar!. Veya tecdîd-i îmân ven’-nikâh içün de karar ne ise tatbîk edilir!

Bilfarz, “Hulefâ-yı Râşidîn” zamanında bu söylense… O zamanki Dâr-ı İslâm “halkı müslüman olan bir ülke” değil mi?

Emevîler devrinde Ömer İbni Abdülazîz (rahimehullâh) zamanında, Abbâsîler devrinde ve Hârun Reşid (Rahimehullâh) hılâfetinde, Selçuklular, Osmanlılar, Gazneliler, Karahanlılar ve iki-üç düzine İslâm devletinde birisi çıkacak ve diyecek ki: “Sizin ülkenizde ancak bir İslâm Demokrasisi olabilir!”

Adamı uyuz eşşeğe ters bindirib sokak sokak dolaştırıb!” belki  ta’zîr cezâsının bu tür ve en müessiriyle bile tecziye ederler!

Tevbe Yâ Rabb!

Ne günlere kaldık Ey, Gâzî Hünkâr!

Bu güne bile geçsek, eğer o akla zarar “İslâm demborkasisi”olabiliyorsa, o zaman neden İslâm faşizması da olamasın!?  Neden “halkı müslüman olan bir ülkede İslâm dembokrasisi olur!” da, neden İslâm komünizması olamaz?

İslâm Sosyalizması, İslâm kapitalizması, İslâm kamalizması, İslâm modernizması, İslâm reformizması, İslâm hümanizması, İslâm feminizması, İslâm …………. bilmem ne izması, neden olamasın?!

İslâm’ın (hâşâ) dembokrasisi oluyorsa, demek ki başka şeylerin de “dembokrasisi!” bal gibi olabilecekdir!.

Meselâ Hristiyan Dembokrasisi, Yehûdi Dembokrasisi, Zerdüşt dembokrasisi, Budist dembokrasisi, Şamanist dembokrasisi…. v.s!

Demek ki, İslâmiyyet’in dembokrasiyle hâşâ nikâhını kıydın mı, bütün dinlerle de hısım-akraba olup hepsiyle bir ortak paydaya sâhib bulunacak demekdir: Herşeyin dembokrasisi!…

O zaman gaye İslâm değildir, dembokrasidir!

Dembokrasi şemsiyesi altında dinler panayırı!

Arkasından “İslâm Dembokrat Partisi=İDP!”

Gelecek dembokratik seçime belki de yetişir!. “General Başkanlığına” da Şevket Bey doğrusu yakışır!. Erbakan’ın partisi gene bölünecekdir ama olsun, artık yeni parti pırtının adında“İslâm!” var diye belki hacı-hoca, mürid-tirid, millî reyler hep ona akıb %51 rey alarak bakarsınız iktidar bile olur!. Hem böylece, ellili senelerde “İslâm Dembokrat Partisi!”ni kuran Milis Paşanın da rûhu şâd ü handân olur!

Arkasından Haçlı kabukluların dünyadaki Hristiyan Dembokrat Partileriyle kardeş veya yoldaş veya hâldaş bir“İslâm Dembokrat Partisi!”

Yakışır!

Arkasından, Sosyal dembokratların nasıl Sosyalist İnternasyonalı varsa, bu yerli malı “İslâm Dembokrat Partinin!”de o zaman bir internasyonalı bulunacakdır tabii!

ABD, AB ve Siyonizma da bundan son derece memnun olur!. Müslümanlıkdan dembokrasiye geçiş, onların iki asırdır en tatlı hayalleri!

Şevket Eygi Bey sa’yesinde, bundan böyle bütün dinlerle“Hoşgürü Diyalog” religionu üzerinden “ibrâhimî dinler!”nânesi yemeğe lüzum da kalmayacak, bu “İslâm Dembokrasisi!”yeni adresi ile, çok daha kolay ve sür’atli akrabalık ve kaynaşmalar te’mîn edilebilecek demekdir!. Seyret imam, haham ve papazın can ciğer kuzu sarması oluşunu!

Böylece “Ehl-i Sünnet” dâiresi, bütün dembokrasiler üzerinden her dinin damarlarında gezecek ve çok büyük“fütühatlara ve nâiliyyetlere!” mazhariyyetler, cümle mü’minîn ve mü’minâta nasîb ü müyesser olacakdır!.

Aman Allâh’ım, ne rengârenk hayâller!

(Mâba’di var)

(İntişârı: 09.11.2011)

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir