“Her marazın bir ilâcı vardır. Günâhların ilâcı da istiğfârdır.”
(Câmiu’s-Sağîr)
İzâh: İnsanların müptelâ olacakları hastalıkları, maddî ve mânevî olmak üzere iki kısımdır. Maddî hastalıklar için bu hilkat âleminde mutlaka bir ilâç vardır. Elverir ki bu ilâç elde edilsin. Mânevî hastalıkların en büyüğü ise Cenâb-ı Hakk’a âsî olmaktır, onun mukaddes emîrlerine, nehiylerine riâyette bulunmatır. Bu pek mühlik hastalıktan kurtulmanın çâresi ise nâdim ve pişmân olmaktır. Tevbe ederek Hakk Teâlâ’dan af ve mağfiret niyâz etmektir. İşte insanı bir ebedî helâktan kurtarmak için bundan başka çâre yoktur.
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 336. Hadîs-i Şerîf, Sh; 214]