Lâtīfe, Rızā Nūr’un Yazdıklarından Habersiz Miydi?
10 Kasım 2011

Tayyib bey Mısırlılara “lâiklikden korkmayın!” demiş. “Bir Müslüman(!) da pek âlâ lâik bir devleti yönetebilir” demiş (misâl, kendisiymiş).

Sekülarist Tayyib!

Yûsuf HANÎF

 

Tayyib bey Mısırlılara “lâiklikden korkmayın!” demiş. “Bir Müslüman(!) da pek âlâ lâik bir devleti yönetebilir” demiş (misâl, kendisiymiş).1

Kim derdi ki gün gelecek “Müslüman” bir ülkenin “Müslüman” devlet reisi, diğer İslâm ülkelerine lâiklik telkînâtında bulunacak! Bu misyonu, birbuçuk asır evvel Müslüman müstemlekelerinde garblılar îfâ ediyorlardı. Harb-i umûmîden evvel Fransız garbî Afrikasının müstemleke idâresinde vazîfeli masonların en temel mes’elesi buydu nitekim: lâiklik prensibini yerleştirmek.2 Bu iş şimdilerde Tayyib beye kaldı demek… yazık!

Tayyib bey ve mensubu olduğu “neo-meşrûtiyyet İslâmcılığı” cereyânını nasıl ta’rîf etmek gerektiği mes’elesi haylidir zihnimi meşgul ediyordu. Bu mes’eleyi artık halletdim diyebilirim.

Bu hareket düpedüz sekülarist bir hareket ve siyâsi lideri mevki’indeki Tayyib bey de sekülarist bir “Müslüman”!

Elbetteki münzel ve mübeyyen İslâm dîni değil ama, gerek “neo-meşrûtiyyet İslâmcılığı” üzerinde ciddî te’sîrleri olduğunu düşündüğüm Fazlur Rahman’ın gerekse muâsır ictimâ‘î ilimlerin bu hususlardaki tasnîf ve ta’rifleri, böyle bir tavsîfe müsâade ediyor. Meselâ Fazlur Rahman’a göre “İslâm sekülarizmi”, “kanunların ve diğer ictimâ‘î ve siyâsî müesseselerin İslâm’a referansda bulunmaksızınkabul edilmesidir.”3 Tayyib beyin siyâsî mânâda referansının İslâm değil, anayasa ve demokratik ilkeler olduğu şeklindeki beyânâtını hatırlayınız lûtfen.

İslâm dünyasındaki muâsır fikir hareketlerini sistematik bir şekilde tasnîf eden William E. Shepard’ın “sekülarist” ta’rîfi de bu bakımdan dikkate değerdir.4 Müellife göre, kamu hayatının pek çok cihetinde İslâm hârici bir ideolojiyi esas alan herhangi bir görüş “sekülarist”dir.5Sekülarist’in değişik tonları var. Fakat en te’sîrlisi mu’tedil olanıymış. Mu’tedil sekülarist bir anayasada devletin dîni İslâm değildir. Hâkimiyet de, Türkiye’de olduğu gibi, Allah’a değil millete âitdir. Devlet dîninin İslâm olduğu kaydedilse de Şerî‘at’in yegâne teşrî’ kaynağı olmadığı Mısır da bu i’tibarla “müslüman sekülarist”(!) bir devletdir. Orada da hâkimiyet Allah’a değil, otoritenin kaynağı olan halka âitdir sâdece (anayasanın 2. ve 3. maddeleri).6 (‘Demek ki bu kadarı da Tayyib beye yeterli gelmemiş olacak ki Mısır’ı tam mânâsıyla lâik olmaya çağırıyor!)

Müellifin “mu’tedil sekülarist”i ta’rîf ederken hâssaten dikkat çektiği bir husûs var ki sanki Tayyib beyi işâret ediyor. “Mu’tedil bir sekülarist” ille de dinsiz olmazmış. Böyle biri de pek âlâ samîmiyyetle ibâdetlerini edâ, şahsî hayatında da İslâm’ın ahlakî prensiplerine riâyet edebilirmiş. Hatta Müslümanları ibâdet ve ahlâkî davranışlarında daha bir samîmî olmaya veyâ gayr-i müslimleri İslâm’a da’vet etmek mânâsında da’va ile de hâlâ faal bir şekilde alâkalı olabilirmiş ilh…7Ama dikkat! Böyle birinin sekülarist kalabilmesi için Şerî‘at’i kesinlikle teşrî’ kaynağı olarak görmemesi, ya’ni, misâlimizde olduğu gibi, referansının İslâm olmaması gerekiyor –neûzubillâh!–

Bu arada, müellifin ta’rîf etdiği sekülaristi aynı zamanda “Müslüman” ve “dindar” olarak tavsîf edebiliyor olması, bu sıfatların i’tiqâdî ve ‘amelî taalluklarının câhili olmasından müteveliddir. Bu i’tibarla böyle bir tavsif ancak sosyolojik bir kıymeti hâizdir, o qadar.

____________

1 http://www.youtube.com/watch?v=f4fImj4ZvE8&feature=related

2 Bkz. Owen White, “Networking: Freemasons and the Colonial State in French West Africa, 1895-1914”, French History, 9/1, 1425 (mart 2005), 99-100, 102, 105-108.s..

3 Fazlur Rahman, “Islamic Modernism: Its Scope, Method and Alternatives”, International Journal of Middle East Studies, 1/4, 1390 (ekim 1970), 331.s., italikler Fazlur Rahman’a âit.

4 William E. Shepard, “Islam and Ideology: Towards a Typology”,International Journal of Middle East Studies, 19/3, 1407 (ağustos 1987), 307-335.s..

5 A.g.m., 309.s..

6 A.y..

7 A.g.m., 310-311.s..

 

(İntişârı: 25.09.2011)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir