Hakîkî Ve Mecâzî Terör!
12 Eylül 2012
Bu Müşrik Ve Kahpe Filimciler, “Hoşgörü Ve Diyalog” Denen Fitnenin İç Yüzündeki Şeytanlığı, İşte Böyle Gün Yüzüne Çıkardılar…
19 Eylül 2012

Globalizma ve “ılımlı İslâm” peşindeki küffâr âlemi, dün olduğu gibi bugün de, durmadan, “müslümanları nasıl tahrik edib sinir

KÜFRE DİLSİZ ŞEYTAN, MÜSLÜMANA HAVLAYAN MAHLÛK OLMAK…

GÂVURLARIN ENCES VE AHBES FİLİMLERİ KARŞISINDA SUSMAK; VE FAKAT, BU REZÂLET KARŞISINDA DİLSİZ ŞEYTAN OLMAYAN VE KONUŞAN MÜSLÜMANLARA KARŞI, KÜKREYEN MAHLÛK OLMAK…

Ahmed SELÂMÎ

 

Globalizma ve “ılımlı İslâm” peşindeki küffâr âlemi, dün olduğu gibi bugün de, durmadan, “müslümanları nasıl tahrik edib sinir uçları ile nasıl oynarız ve onları nasıl çukura düşürürüz!” diyerek, yollarına devam gâvurluğu ve şirretliğinde… Başvezir Hazretleri de, bu vâkıa bedâhaten ortada iken buyuruyorlar:

“- Ben, antisemitizmi yasaklayan bir ülkenin başbakanıyım, ammâ batı ise, hâlâ islâmofobiyi yasaklayamadı!”

O Batı denen bâtıl, bu beyânât karşısında:

“- T.C. başvekîli ne kadar tertemiz kalbli hümanist bir arkadaşımız!”

Diye memnûniyet izhârından aslâ geri kalmamışdır!

T.C. hükûmeti vaşvezîrine “atı alan üsküdarı geçdi!” desek, acaba nasıl olur?.

Yâhu birâderim, globalizmanın, masonizmanın, illüminatinin, (yahudi-ingiliz ve ABD tiriumvirasının), AB, Nato ve BM ve bilmem neyin, asırlardır, neyi, nasıl isteyip yaptırdığı; ve “antisemitizma ile islâmofobya” denen uydurmalarla batı dilindeki nesnelerin, şu dünyâ denen ve gâvur elinde kalmış yuvarlak necâsetde, kimlerin parmakları ile sahnelenib oynandığı, onanıb oylandığı, sanki muamma mı ki, böyle lâflar ediyorsun?

Antisemitizma demek, tiriumviranın çanına ve canına ot tıkamak demekdir; ve en büyük “antisemitist”  de, lâ teşbih ve lâ temsil, Kur’an-ı Azîmüşşân’ın ta kendisidir… T.C., Kur’ân ahkâmını, zarûrât-ı dîniyyeyi ve islâmî hayât tarzını yasaklamak ve ecnebîlere “teşebbühü” kıble edinmekle, zaten antisemitizmi ister istemez yasaklıyacakdır ve yasaklamışdır da!..

 Antisemitizmi yasaklayan bir ülkenin başvezîri olmak bir ma’rifet olmadığı gibi, bir meziyet de aslâ olamaz!. Hattâ tam tersine, Kur’ân, Sünnet ve icmâ’ ve İslâm târîhiyle ters düşmek gibi pek büyük bir nakîsayı netîce verir…

 Triumvira, islâmofobyayı yasaklarsa, İslâm düşmanlığını yasaklamış olur ki, bu ise globalizma kurmaylarının 15 asırdır bindiği dalı kesmesi, kendi kendilerini inkârları ve intiharları demek olur; ve bu ise, onların, dünyâyı idâre ve insanları köleleştirme hedeflerinden istifâları demek… Bunun netîcesi de, onların topdan gebermesi ma’nâsına gelir!.

Bizim, politik lâflarla günü geçiştirme ve pozlarına karnımız tok!. Bunları, kim, nerede ve nasıl yer, bu bizim dışımızdadır; ve bizim mes’elemiz de olamaz…

Biz, bize, bizim dilimizle konuşulursa dinler ve kaale alırız!

Ortada, İslâm âlemine müteveccih, müthiş bir psikolojik harb taktiği tatbikindedirler; ve son derece de aşşağılık bir iblislik sahnede… Hem de, Kâinâtın Fahri üzerinden…

Bu globalizma iblisleri, (asıl toprak altındakiler de dâhil) İslâm âleminin, hangi gözükaralık ve karasevdâ çapında bir tutkunlukla O Peygamberler Peygamberine 15 asırdır nasıl bağlı olduğunu bilmiyorlar  mı?.

 O Mûsâ ve Îsâ Aleyhimesselâm’ın da Peygamberi ve Efendisi olan, O Peygamber-i Zîşân Alâ Ekmeli’t-tehâyâ Sallallâhu aleyhi ve Sellem Hazretlerinin, müslümanlara “öz nefislerinden” daha kıymetli ve mukaddes olduğunu, 15 asırdır Allâh Celle’nin Kitâbı, cihâna nasıl beyân ediyor, dünyâ iblisleri bunu, hınzır gibi de son derece  iyi bilmiyor mu?.

O halde 11 Eylülün bilmem kaçıncı sene-i devriyesinde, kaç senedir buzdolabında duran bu yahudi filmini, oradan çıkarıb, sonra da ısıtıb Libya başta olmak üzere, âlem-i İslâm’a servis etmenin gâvurca provakasyonunu; müslümanca ise, şerefsiz ve haysiyetsizce fitne fücûrunu, hangi “stratejik ortak” veya “BOP’cu, AB’deci, ABD’ci, NATO’cu, totocu ve bilmem neci dost görünen iblis!” izah edebilecek?

11 Eylülün sene-i devriyesi günü ve “Hüseyin Obama Efendi!” denen ve İsrail ile illüminati esâretinden bir türlü paçayı kutaramayan o Afrika çocuğu ve gârîbanı amerikalının,  işe yaramadığı ve artık eskidiği içün koltuğundan defedilme hengâmına yaklaşıldığı bir zamanda; ve Sûriye cüzzam ve kanserinin ifâkât bulmazlığı sırasında; ve T.C.’nin, Pekkaka terörizması önünde sıkıntı ve elem zirvesine çıkdığı ve muhâlefet denen  ucûbe hayâletin, istismârın bile istismârına tenezzül etdiği bir düşüş ve bataklığa saplanış mevsiminde; ve ortadoğu coğrafyası hakkında “Yahûd-İngiliz ve Beyaz saray tiriumvirasının”, şehvet ve cinnetle yeni projeler tatbiki peşine düşdüğü bugünün şeytanlık sahnesinde; ve “hoşgörü diyalog fitne” cebhesinin, “Allâh Rasûlünün risâletini” yahudi ve nasrânî patronlarının keyfi ve onların hesâbı istikâmetinde mer’iyyetden kaldırma hâinlikleri ve şeytanlıkları eyâmında, Libya’da 4 ABD’linin katli haberi…

Nasıl?

Hâdisenin yevmîlik hudutlarına takılıp kalamayız; ve fakat, perde arkasındaki iblis kanalizasyonu nerelerden dolaşıb nerelere çıkıyor ve akıyor, bunu görmek ve yakalamak şartı karşısındayız…

Bütün bunlara “Kör tesâdüf” diyenin, akıl, îmân ve nâmus cevherine tükürülür!.

Gene tükürülür ki, o iğrenç ve lâ’netli film ile alâkası olmayan kim olursa olsun, ister yahudi, ister ABD’li, ister ingiliz, ister Vatikan kardinali, ister kardinalci diyalog meczubu birisinin durub dururken mazlûmen ve haksızca öldürülmesine benzin taşıyanın da alnına…

Ammâ, evet ammâ, milyarlarca daha muda’af ve müşedded olarak gene tükürülür ki, Kâinâtın Fahri Aleyhisselâm’ın ve müslümanların karalanması içün ve provakasyon olduğu bedâhaten ortada olan böyle bir filmin yedi sülâlesine lânet etmeyen; ve bu fitne-i azîm karşısında susan, dilsiz şeytan, asıl eşkıyâ ve asıl terörist olan; ve fakat, 4 ABD’li adamın (eğer gerçekden suçsuz ve bu filimle alâkaları sıfırsa) ölümüne sebeb olanların üzerine, gavura yaranmak ve onların eteğini öpmek adına çullanan heriflerin de, nâsiye-i kerîhelerinin tam merkezine…

 Bunlar da, ister, bilmem ne global gavurluk başkanı, bilmem nerenin bilmem nesinin korumasındaki hocafendisi, bilmem nere başvezîri veya k..vekîli, bilmem ne birliği reisi, bilmem ne partisi ve pırtısı lideri ve bilmem nere kardinali, bilmem nere rûhânî lideri, bilmem nere denaat işlerinin, sarık cübbeli kardinalcik müsveddesi bile olsa…

 İster ibrâhimîyim, ister mûsevîyim, ister îsevîyim, ister budist, şamanist, kamalist ve ister M……dîyim de, dese…

Mes’elenin ana temeli, “HAKK ve haklıdan” yana olmak; bâtıldan, haksızdan ve zâlimden yana olmamak mes’elesidir… Mürâice, sahtekârca, politikce; onun bunun, itin köpeğin yalaması ve yalakası olmuşca, dembokrat ve bombokratca hesablar peşinde aşşağılaşanların ve böylece de Hakk’dan udûl edenlerin topuna da lâ’net

 Ve, “essebebu ke’l-fâil” sırrınca, 4 amerikalının ölümüne de, bu filimcilerin sebeb olduğuna nasibsiz gözlerini kapayarak; ve  o 4 kişiyi öldürenlerin kaatilliğinden bin kere daha kâtil olan o kubur fâresi filimcilerin kâtilliğine bir tek cümle ile olsun hiç çullanmadan, mücerred 4 kişinin katilleri şahsında müslüman libyalıların ve bütün müslümanların üzerine çullanıb, onları en ağır ifâdelerle ve kraldan ziyâde aşşağılık bir kralcılıkla ezmeye çalışan sahtekâr ve “şaklabanların”, hacı-hoca kılıklı gözbağcıların, mossat, vatikan, CİA ve FBI kuklası ruhânî bilmem nelerin topuna da lâ’net!

 Hakîkati sulandırıb bulandıran kim olursa olsun, o, aşşağılık bir şeytan kopilidir… İnsanlık, zâten bu neseb-i gayr-i sahih münâfık sürülerden çekdiği kadar, hiçbir iblis piçinden çekmedi ve çekmiyor ve çekmiyecek…

(İlk intişârı: 17.09.2012)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir