46) Âlem-i Âhiret
5 Haziran 2021
48) Mahşere Haşrolunan Halâyıkın Envâ’ı
5 Haziran 2021

MAHŞER

Mahşer binâdan ve başka gûnâ alâimden hâlî gâyet vâsi’, düz, beyazca, renkli bir mevzi’ olub amellerinin hasenâtlarını görmek ve aralarındaki da’vâları ve hakları fasl ve kazâ edilmek, nâil-i mükâfât olacakların derecâtı, ve dûçâr-ı mücâzât olacakların cezâları takdîr ve taayyün olunmak içün dirildikden sonra cümle halk sevk olunarak orada tevakkuf ve ictimâ’ edeceklerdir. İşte bu ictimâ’a (haşr) ve o mahale de (mahşer) denir.

İnsanlar dirilüb kabirlerinden kalkınca melekler tarafından (Ey nâs Rabbinizin mahşerine gidiniz) diye nidâ olunur. Bunun üzerine herkes mahşere gitmeye başlar:

İşte o zaman insanlar üç sınıfa ayrılur: Peygamberlere, velîlere, ilmiyle âmil âlimlere, sâlih kimselere cennetden hulleler (=cennet elbisesi), taşlar, altun eyerli burâklar getirilür elbiseleri giyüb burâklara binerek arş-ı a’lânın gölgesine giderler. Ve orada kendileri içün hazırlanan mevki’lerde otururlar. Cennet ni’metlerinden yerler, içerler aslâ mahşer azâbı görmezler. Bunlardan mâadâ kâffe-i nâs

(Çıplak yalın ayâk olarak haşrolunursunuz) Hadîs-i Şerîf’i muktezâsınca çıplak, yalın ayak baş kabak (=çıplak,açık) oldukları hâlde mahşere sevk olunurlar.

(Yevm-i kıyâmetde kâfirleri kör, dilsiz, sağır oldukları hâlde yüzleri üzerine sürüne sürüne haşr ederiz.) (Sûre-i İsrâ, 97. Âyet-i Kerîme)

Kâfirler gözleri kör, dilsiz, kulakları sağır oldukları hâlde yüzleri üzerine sürüne sürüne mahşere giderler.

Herkes kendi derdiyle meşgûl olduğundan diğerinin avret mahalline bakmağa meydân bulamaz. Çünki cümlesi aç, susuz, ayak üzere ve hâl-i izdihâmda bulunmağla berâber güneş, başlarına bir mil mikdârı yaklaşur. Herkes kendi günâhı mikdârı ter içinde kalır kimi topuğuna kadar kimi dizine kadar, kimi boğazına kadar, kimi tepesine kadar tere batar ve bu hâl kâfirler içün elli bin yıl devâm eder. Çünki Hadîs-i Şerîf’de beyân buyurulduğu vech üzere mahşerde (elli mevtın (=vatan, yer) ve mevkif) vardır ki anların herbirinde kâfirler biner sene mikdârı azâb olunacakdır.

[Büyük Şehîd İskilibli Muhammed Âtıf Hocaefendi, Mir’atü’l-İslâm, 1332 Baskı, sh: 67-69]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir