“BEŞ ŞEYDEN EVVEL BEŞ ŞEYİ
GANÎMET BİL”
“Beş şeyden evvel beş şeyi ganîmet bil. Ya’nî: Ölümünden evvel hastalığını, hastalıkdan evvel sıhhatini, meşgûliyetinden evvel ferâh hâlini, ihtiyârlığından evvel gençliğini ve fakîrliğinden evvel zenginliğini ganîmet say. Onlardan istifâdeye çalış.”
(Beyhakî, Hakîm, Câmiu’s-Sağîr)
İzâh: Ma’lûm olduğu üzere Cenâb-ı Hakk insanlara birçok ni’metler ihsân buyurmuştur. Bu ni’metlerden güzelce istifâde edenler, ebedî saâdete nâil olurlar. Ezcümle:
- Hayât bir ni’mettir. Biz bu sâyede dünyâmızı, âhıretimizi öğrenmiş, Allâhımıza ubûdiyette bulunmak şerefine nâil olmuş bulunuyoruz. Fakat bu hayâtımızı mutlaka ölüm ta’kîb edecektir. Artık daha ölüm gelmeden bu hayâtımızdan güzelce istifâdeye çalışmalıyız, bunu beyhûde yere elden çıkarmamalıyız.
- Sıhhat de bir ni’mettir. Biz de bu sâyede hayâtımızı tanzîme muvaffak oluruz, fakat bu sıhhatin maraza münkalib olması dâimâ melhuzdur.
Binâenaleyh uhdemize düşen vazîfeleri bir gün evvel yapmalıyız ve bugünkü işimizi yârına bırakmamalıyız çünkü sonradan bunları yapmamıza imkân bulunmayabilir.
- Ferâh hâle nâiliyette bir ni’mettir. Ancak bununda kadrini bilmeli insan bu müsâit zamânını birtakım dünyevî fânî şeylerle meşgûl, ölüm tehlikesine ma’rûz olmadan evvel ebedî saâdetine vesîle olacak şeylere sarf etmeli, ibâdet ve tâatle meşgûl bulunmalıdır.
- Gençlik hâli de bir ni’mettir. İnsan bu çağda iken ilm ü irfân tahsîline, ibâdet ve tâat ile iştigâle daha ziyâde müstefid bulunur. Artık ihtiyârlık hâli yüz gösterip de sâhibini kuvvetten, faâliyetten düşürmeden hayırlı şeylere çalışmalı, gençlikten takdîre lâyık bir sûrette istifâde etmelidir.
- Zenginlik de bir ni’mettir. Helâlinden kazanılmış bir servet, sâhibi için atıyye-i ilâhiyedir. Fakat her şey bu dünyâda zevâle ma’rûz olduğu gibi servet ve dâman da zevâle mahkûmdur. Bahusûs insan ölünce bütün mâlik olduğu şeyler elinden çıkmış olur. Artık ihtiyatkâr olmalı, daha elde servet ve fırsat varken zenginlikten meşru’ sûrette istifâde etmeli, zekât vermeli, sadaka vermeyi büyük bir muvaffakiyet bilmeli, hem dünyâ hayâtını güzelce tanzîm ile uğraşmalı, hem de âhıret hayâtını, saâdetini te’mîne çalışmalıdır. Tevfîk Cenâb-ı Hakk’tandır.
[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 73. Hadîs-i Şerîf, Sh;47, 48]