FETH-İ BURSA VE VEFÂT-I SULTAN OSMAN
VE CÜLÛS-İ ORHAN

Ahmed CEVDET Paşa

.

Bursa ahâlisi, yedi sene kadar mümted olan [uzayan] mahsûliyetten [kuşatmadan] pek ziyâde sıkılmış oldukları cihetle artık fethi zamanı gelmiş ise de Sultan Osman Şâh Gazî hazretleri sinni [yaşı] yetmişe yetmiş olduğu halde teâkub-i emrâz ile bîmecâl olduğundan [hastalıklardan halsiz kaldığından] oğlu Gazî Orhan Bey’i yediyüz yirmibeş senesinde orduya serdâr ebip Bursa cânibine göndermişti.

Orhan Bey, ibtidâ Evranos kal’asını feth ve tahrîb ettikden sonra Bursa üzerine yürüdü ve yediyüz yirmialtı senesinde dağ tarafından Bursa üzerine inip Pınarbaşı nâm mahalde ordusunu kurdu ve Bursa Tekfuruna nasîhat eylemek üzere Köse Mihal Bey’i gönderdi. Ahâli ise pek sıkılmış olduklarından tekfuru sulha mecbûr ettiler ve akdolunan mukavele mûcibince Orhan Gazî, kırk bin altın fidye alarak ahâliye emân verdi ve Bursa kal’asını tesellüm edip [teslim alıp] tekfurunu Gemlik sâhiline gönderdi. Tekfur, oradan bahren [deniz yoluyla] İstanbul’a gitmiştir.

Bursa’nın fethinden dört ay mukaddem [önce] Şeyh Edebâlî (kuddise sırruhu’s-sâmî) hazretleri, yüz yirmi yaşında iken âzim-i dâr-i beka olmuştur [ölmüştür]. Onun vefâtından bir ay sonra dahî kerîmesi ve Sultan Osman Şâh’ın zevcesi ve Alâuddîn Paşa ile Orhan Bey’in vâlidesi olan Malhâtun (rahmetullâhi aleyhâ) âzim-i dâr-i beka etmekle Orhan Bey, büyük pederinin ve müteâkıben vâlidesinin vefâtlarından nâşi mahzûn iken Cenâb-ı Hakk’ın lûtf u inâyeti ile Bursa fethine muvaffak oldu ise de muzafferiyetin lezzetiyle şîrînkâm [neş’eli] olmaya zaman müsâid olmayıp o sırada pederi Sultan Osman Şâh Gazî hazretleri de âzim-i dâr-i bekâ olduğundan Orhan Gazî, pek ziyâde dilhûn [üzgün] olduğu halde işbu yediyüz yirmialtı senesi Ramazanının onbirinci günü taht-ı âlî-baht-ı Osmânîye cülûs [Osmanlının bahtı yüce tahtına oturdu] ve pederinin nâşını Bursa şehrinde vâki’ Manastır’ın kubbesi altında defn ve Bursa’yı kendisine pâyitaht ittihâz etmiştir.

[Kısâs-ı Enbiyâ (aleyhimüsselâm) ve Tevârih-i Hulefâ, c.2, sh;516, 517 Bedir Yayınevi, İstanbul, 1397-1977]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir