Vadribûhum!
7 Şubat 2024
“Namaza Devâm Ediniz”
7 Şubat 2024

BEŞ VAKİT NAMAZ VE TEMİZ BİR IRMAK

“Beş vakitteki farz namazların meseli, sizden birinin kapısı yanından akan tatlı, temiz bir ırmak gibidir ki, o kimse her gün buradan beş def’a yıkanır. Artık bu, kirden ne şey bâki bırakır?”

(İmâm Ahmed İbn-i Hanbel, İmâm Müslim, Câmiu’s-Sağîr)

 

İzâh: Bir ırmağın şeffaf, temiz suyundan her gün beş def’a dalıpta yıkanan bir kimsenin vücûdunda kir nâmına bir şey kalmayacağı gibi, günde beş def’a namaz kılan bir Müslümanda da ma’nevî kirden bir şey kalmaz. Bu hâl o Müslümanın temiz bir rûha, nezîh bir i’tikâda mâlikiyetinin bir nişânesidir.

Evet. En kutsî bir ibâdet olan namaz sayesinde ma’nevî temizlik tekemmül eder, gönüller gıll ü gıştan âzâde bir hâle gelir. Elverir ki, bu ulvî ibâdetin kadri bihakkın bilinsin, bunun şerâit ve erkânına lâyıki ile riâyet edilsin. Bu pek mühim, pek fâideli bir ibâdetten mahrûmiyet ise her türlü teessüfe lâyıktır. Namaz, Müslümanlıkta en mültezim, en büyük bir ibadettir. Namazlara, namazların vakitlerine dâir Kur’ân-ı Mübîn’de yetmişten ziyâde âyet-i kerîme vardır. Bu husustaki ehadîs-i şerîfe ise daha pek çoktur. Serlevhamızı tezyin eden hadîs-i şerîf de bu cümledendir.

Hiçbir ibâdet hakkında bu kadar dînî evâmire, beyânâta tesâdüf olunamaz. Ezcümle Kur’ân-ı Mübîn’de: (Ve ekımıssalâte…) buyrulmuştur. İkâme-i salâttan murâd ise namazların şerâit ve erkânı dairesinde kılmaktan ibârettir ki bu bütün Müslümanlarca ve arap lisânına muttali’ olanlarca ma’lûm bir hakîkattır.

Kezâlik: (Ekımıssalâte lidülûkişşemsi…) âyet-i kerimesi namaz vakitlerini göstermektedir. (Hâfizû alessalevâti…) âyet-i celîlesi de namazların müteaddit olduğunu bildirmektedir. Farz namazların günde beş def’a muayyen vakitlerde, muayyen rekâtlar ile kılındığı da birçok ehadîs-i şerîfe ile sâbit, zaman-ı Nebevî’den beri Müslümanlar arasında tevâtüren ma’lûmdur. (Sallû Kemâ reeytümüni usalli) Hadîs-i şerîfi de namazlarımızı peygamber efendimizden görüldüğü veçhile kılmamızı âmirdir. Resûl-i Ekrem hazretlerinin beş vakit namazları nasıl kıldığı ve eshâb-ı kirâmına nasıl kıldırmış olduğu da yine kat’i sûrette tevâtüren ma’lûm bulunmuştur. Artık bunun hilâfını kim iddiâ edebilir? Böyle kitâbullâh ile ehadîs-i şerîfe ile, icmâ’-ı ümmet ile sâbit olan ve zaman-ı nebevîden beri muntazaman îfânına muvâzebet edilmiş bulunan, namaz farîze-i dîniyesini inkâra, bunun beş vakitte kılınacağını adem-i tasdîke kimin mecâli vardır! Bu öyle sâbit bir hakîkattir ki, bunu küfr-i inâdî erbabından başka inkâra mücâseret edemez.

[500 HADİSİ ŞERİF, ÖMER NASÛHİ BİLMEN, 377. Hadîs-i Şerîf, Sh;236, 237]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir