Cb “İslam İslam İslam!” Diyor Ammâ!
1 Ağustos 2015
Rasûl Ve Hadîs Mefhumları Olmıyan Bir Religion Uydurma Peşindeki Yaban Eşşekleri!
6 Ağustos 2015

Dün akşam bir tv kanalizasyonunda geç saatlere kadar süren 4 kişilik İslâm'ı tahrif “terör çetesini” tanıtmak üzere tuşlara basmayı düşünürken, gayr-i

SARAY, SÜNNÎLİĞİ TOKATLARSA, MALTAYLI DA KURŞUN SIKAR, İBLİSLERİNE OBÜSLERİ ATEŞLETDİRİR!

Zıyâiyye BEKÇİSİ

 

 

Dün akşam bir tv kanalizasyonunda geç saatlere kadar süren 4 kişilik İslâm’ı tahrif “terör çetesini” tanıtmak üzere tuşlara basmayı düşünürken, gayr-i ihtiyârî parmaklarım twitteri tuşladı;  ve Kılıçaslan dostumun, Kelâm’ı Kadîm’in “Kasvere’den (aslandan) kaçan yaban eşşekleri” buyurduğu kâfirler ile alâkalı ibâresi karşıma çıkdı ve besmele çekib başladım!

Neydi dün akşamki hezeyân gaseyanları!

Aman ne ufûnet!

Hazır suallere hazır ve sipâriş cevablar; ve böylece, iğrenç bir tecâvüz senaryosu…

İblis aleyhillâ’ne’nin bile burnunun kemiği sızlamışdır!

Artık Allâh Azze’nin Mukaddes ve Muazzez Dîni İslâmiyyet, önüne gelen bilmem ne çocuklarının yazboz tahtası hâline geldi, getirildi!

Topuna da Allâh Azze, Melâike, Enbiyâ, Evliyâ, ulemâ, şühedâ, sulehâ ve ümerâ ve topyekûn ins ü cin lâ’net ede…

Yehûdînin, Mûsâ ve Îsâ Aleyhimesselâm Hazerâtı’nın İslâmiyyet’ini ve Şerîatlarını (tahrîf-tağyir ve tebdîlden) bin kat daha mel’unca bir tahrîf kuduruşu sergilendi…

Ne yalan ve iftirâlar ki, (hâşâ min huzûr) umumhânede yetişmiş (o….. çocukları) bile böylesine (yalan, iftirâ ve hakâretlerden) aslâ medet umamaz; onları dahî bundan tenzîh ederiz… İğrençlik, şerefsizlik ve dinsizlik duvarını delip geçen böyle bir aşşağılık manzaraya, hayatımda ilk def’a, bu kadar çukurlaşanlar derekesinde rastladım!

ALLÂH Azze ve Sevgilisi Rasûlü Rusül Aleyhisselam ve Onların izindeki müctehidler ve milyarlara bâliğ bütün ulemâ ve müslimîn, öylesine tekzîb edilerek sıfırlandı ki, böylesine aşşağılık bir kuduruşa,  15 asırdır, ne papalar, ne başhahamlar; ve ne de, ateistler cür’et etmişlerdir…

15 asırdır  Allâh ve Rasûlü Aleyhisselâm ne söylemişse, bunların tam tersini söylemenin zerre kadar insanlık ve ilimle alâkası olamaz; tam tersine, böyle bir şeytanlığın, Allâh Azze’nin dînini yahudiden bin beter tahrifle, yepyeni ve “kulatapış” dini diyebileceğimiz beşerî bir kılık ve şablona geçirme alçaklığıyla ve beynelmilel merkezlerle irtibâtı olabilir!

Hemen arzedelim ki, “Yeni Dünyâ Düzeni” denilen projenin patronları, T.C. içinde de, başlardan kuyruğa kadar bir takımlarına, Pensilvanya boşluğunu doldurmak üzere böyle mutlak olarak bir vazife yüklemiş; onlar da, aynen Lozan’daki pazarlık mantığıyla buna râzı olarak İslâmiyyet’i vermek karşılığında, patronlarından birşeyler koparmak peşine düşmüşlerdir… Her an her tarafa dönebilen o Bâtıl Batı Patronlarının diyeceği şudur:

“-İslamiyyet’in SÜNNÎ USÛL KÂNUNLARI ile, KİTÂB’a, SÜNNET’e, İCMÂ’a ve Müctehid İmamlara giden net, pürüzsüz, HAKK ve HAKÎKAT olan yüzünü, bana sat; ben de buna karşılık, “terör” dediğin ve senin gırtlağına kadar çöken silahlı pisliklere karşı,  sana haçlı desteğimi vereyim!..”

Bu pazarlık olmadan, DÎNE, (gerçek İslâm’a), ılımlı, ehlîleştirilmiş ve aslından çıkarılmış; sıradan, bölücü ve muzır bir mezheb (mahkûm) urbası geçirib, ona böyle bir hüviyet biçmeden; “yeni dünyâ düzeni” denen rahatlamış bir loca ve sömürü sistemi çakmak mümkin olamaz… DEAŞ denen hormonlu ve uydurma takım da, artık Saddam gibi lâf dinlememiye başladığına göre… Projenin B şıkkına geçmek şart!

Bunun, durub dururken bir takım politika oyuncağı proflara, siyâsetçilere, Politika emireri DİB Başlarına, Köşe dönek ve köçeklerine, Tv kanalizasyonlarına aksedişinin; hem de, kısa zamanda onları kuşatmasının, başka izâhı da olamaz!

“Ben taraf değilim, ben sadece dinleyiciyim, iki tarafın hangisi haklı bilemem, kimseye kendimizi beğendirme derdimiz yok v.s.!” gibi puştça bîtaraf görünme lâflarının gerisinde, bal gibi İslâm’ın mezârını kazmıya teşne bir iblisin sunuculuğu yatar; ve kitab yüklü (2 buçuk) kellelik, “kasvereden kaçarcasına Allâhîn Dîni’nden kaçan, yaban eşşekleri…” Veya, Malgaylı, Yaslaman, Slavoğlu ve Kokutan veznindeki iblislerle, Bremen Mızıkacıları gibi (anırma) seansı icrâ ediş…

Allâh’ın Sevgilisine, mücerred “salat ü selam getirmedi demesinler” diyerek istihzâ tarîkıyla öyle bir şeytanlık bile ortaya dikildi ki, bundan bile ürkek ve utangaç yaşıyan bu yaban eşşeklerine, program boyunca ağızlarına yakışmayan bu ibareleri bir daha Mevlâ nasîb etmedi ve etmesin!. Çoğu zaman “Peygamber” lafzı ile ağıza alınan Server-i Kâinât, sünnetlerine bid’at iftirâ ve hakâreti fırlatılacak kadar incitildi; ve netîcesinde, “lâ’neti müstahık mahlûkâtın”, nasıl “muhalled cehennem mahrûkâtı” olduğu bedâhaten ortaya çıkdı!

Bir sokak matinatosu kadar bile hayâ ve iffete mâlikiyyet taşımıyan bu “yaban eşşekleri”, 15 asırlık FIKIH USÛLÜ ilmini bile bir kalemde silerek; ve “nâsih ve mensûh” âyetlerin oluşunu alçakça ve istihza şehvetleri kabarmış hınzırlar gibi inkâr ederek,  Hâlık Teâlâ’nın bazı hükümlerini “nesh etme, değiştirme veya ortadan kaldırma kudretini” bile inkârla, “Allâh îmanlarının bile olmadığını” böylece ve şerefsizce ilân etdiler… Hangi müslüman, Kelâm-ı Kadîm’in haber verdiği “LÂ YÜS’EL AMMÂ YEF’AL” vasfını Cenâb-ı Hakk’dan almak ilhâdına düşer!?

Ancak bütün bunlar, İngiliz’in (Ortadoğu) adını verdiği coğrafyadaki harita değişikliği uğruna, son senelerde ortaya çıkan ve:

 “Ben ne sünnî ne şiiyim, Benim dinim sünnilik değil, Ne demek Sünnîlik siz müslüman değil misiniz yahu, mezhebler bölüp parçalıyor!”

 Cinsinden yamuk lâf ve sinyallere dayanıyor!. Bu tv programları, birilerinin önlerini açıp onları azdıran  bazı tepelerdeki adam ve madamların, “Sünnîliği” kodese tıkma projelerinin bir mukaddimesi olarak ele alınıyor; ve halkların kulakları, İslâm dışı bir “kulatapış” dininin terminolojisine alıştırılsın ve zamanı gelince de ona geçiliversin diyerek irtikâb ediliyor!. Çünki “Yeni Dünyâ Düzeninin” Global küffâr sürüleri, “İslâm’ın en doğru çizgisi olan SÜNNÎLİĞİ” asla istemiyor; bundan rahatsız oluyor; ONU, insanları sömürmesinde mutlak engel görüyor…

Azîzünzüntikâm olan Allâh Azze’nin MURÂDI, tabii iblislerin hesabını dâimâ kahredecek; ve imhâl etse de, ihmâl etmiyen Mevlâ’nın, KAHHÂR ism-i şerîfi ne zaman, nerede ne şekilde tecellî eder, biz de, buna intizâr edeceğiz…

 

(İntişârı: 05.08.2015)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir