Malatyanın müstesnâ zekâlarından şemsî hocanın yeni îcâdı bir ‘alet olduğu işidince, zât-ı muhteremin aşağı şehrdeki laboratuarına revân oldum. Hazret, haram-metre diye bir cihâz îcâd etmiş. ‘Âlet, “bismillah” deyince terpenerek harekete geçiyor, şübheli nesnenin yanına yaklaşdıranda, bir tarafdan esmâ-i hüsnâyı okurken, dîger tarafdan esrârı nâ-ma’lûm bir takım şuâlar vâsıtası ile, şâyet o nesnenin terkîbinde haram unsurlar var idiyse, “vay fâsıklar” diyerek na’râ atıyor ve o nesnenin terkîbinde yüzde kaç haramlık var ise, onu dahi gösteriyor.
Şahsen işe yaradığından şübhelendiğim bu cihâzı, bir de ben tecrûbe etmek üzere şehre götürmeği kendine teklîf etdim, hoca râzı oldu. Bi’z-zât işin fâillerinden işitdiğim bir rivâyete istinâden, merhûm dedemin adını verdikleri câmi’in kurşundan kubbesini sâfî fâiz parasından yapdırdıklarını öğrenmişdim. Kubbenin altına geldik: “Bismİllah” deyib ‘âleti açdım, kubbeye doğru tuttum. Daha besmeleyi yeni çekmişdim ki, ‘âlet esmâ-yı hüsnâyı okumayı filan bırakıb, sıtma tutmuş gibi titreyerek sövmeye başlamasınmı? Dedim: “Hoca bu ne işdir? Câmi’in içinde rezîl olduk!” Meğer hoca makineyi öyle âyarlamış ki şâyet bir nesnenin haramlığı yüzde yüz ise, tesbîhâtı, zikri bırakıb sövermiş!
Câmi’in müteşebbîsleri, büyük zekâ eseri bu teşebbüsleri sâyesinde, hasbe’l-kader bir iki melâike câmi’-i mezkûre uğrayacak olsalar dahi, sanki uğramayalar diye tam tedbîr almışlar ve câmi’in kubbesini sâfî necîs fâiz parasıyla yapdırmayı ‘akl etmişler. Bizim âlet deli oldu. Sayıp sövüyor! Câmi’i derhâl terk etmek mecbûriyyetinde kaldık. Akşama kadar şehrde gezmedik câmi’ bırakmadık. ‘Âlet, akşama kadar sövüp durdu.
1 Comment
Bir de aleti politikacıların yanına yaklaştırsan, kesin garibim, alet kiriz gecirir. Selam Selhadin