Okursanız bir kitâbı
Sâhibini sorarsınız;
Gördünüz mü bir hoş yapı
Yapan kimse ararsınız.
Sahibsiz mi yerler, gökler?
Düşününce insan anlar.
Her şey’ bize isbât[1] eder:
Büyük, kâdir[2] bir Allâh var.
İbrâhîm Alâuddîn
(Bir kitâbı göstererek)
Bu kitâb kendi kendine mi olmuşdur, yoksa biri mi yapmışdır?
Dünyâda kendi kendine olan bir şey’ var mıdır: Güneşi, ayı, yeri kim yapmışdır?
Bunlar kendi kendine olabilir mi?
Yerden biten otları insanların yapamadığı işleri yapan Allâh bize benzer mi;
______________________________
[1]. İsbât: Bir şey’in, bir sözün doğruluğuna delîl, şâhid göstermek; meselâ siz “Geçen Cum’a ertesi günü mektebde idim” deseniz de arkadaşlarınızdan biri “Hayır, yok idiniz” dese inkâr etse siz o arkadaşınıza “Evet mektebde idim. İşte Hüseyin Efendi ile Sâdık Efendi biliyor. Onlara soralım.” deseniz, Hüseyin Efendi ile Sâdık Efendi sizin sözünüzün doğru olduğunu söylese Cum’a ertesi günü mektebde bulunduğunuzu isbât etmiş olursunuz.
[2]. Kâdir: Her istediğini yapmağa gücü yeter.
Kaynak: ( Anadolu Yavrusunun Kitabı, sh: 3-4, Mehmed Âsım (Us)-Ahmed Cevdet (Emre), Tab’ı: ? Bu kitabın ilk tab’ târihi 1328-1912 )