Edirne Sinagogunda “Nikâh” Demek!
1 Ekim 2017
“Mezheb Boğuşması” Diyerek İslâm’ı İmhâ!
5 Ekim 2017

1908 hâinler darbecisi İttihadçı maşaların Cennetmekân Abdülhamîd Hân’ı hal’ etmeleriyle başlıyan Anadolu târîhi, ivmesi gitdikçe artan bir Allâh’sızlık

CLAY ÖLDÜ, SIRMA SAÇLI, BADEM GÖZLÜ VE DÎNİ DE İSLÂM OLDU!

Zıyâiyye BEKÇİSİ

 

1908 hâinler darbecisi İttihadçı maşaların Cennetmekân Abdülhamîd Hân’ı hal’ etmeleriyle başlıyan Anadolu târîhi, ivmesi gitdikçe artan bir Allâh’sızlık târîhidir. 108 senedir bu topraklar üzerinde Müslümanların ve Müslümanlığın, (tabir câizse)  genleri ile tam (gâvurca) oynandı. Modern bir “CÂHİLİYYE” şirki, bu topraklarda “meşrûtiyet ve halkın hâkimiyyeti” adıyla “şahşî fir’avnluklar” bu millete zorla şırınga edildi. Selefin ve ecdâdın DÎNİ, ateist idârecilerin iğrenç zorlamaları ile her geçen gün sulandırıla bulandırıla, artık bugün öyle bir noktaya gelindi ki, mü’minle kâfir, îmanla küfür ve Hakk ile bâtıl arasında her zaman ve mekânda görülüb bilinmesi icâbeden zarûrî çizgi neredeyse silindi; ve kâfir, mü’min; küfür, îmân ve bâtıl, Hakk bilinir hâle gelindi…

Bir adam veya madamın adı “müslüman” olarak dünyaya reklâm edilmişse, bu sulanmış ve bulanmış, Müslümanlık dışı “Müslümanlığı” sâhiblenmiş milyonlar, hiçbir akâid ölçüleri bırakılmadığından o reklam edilen mahlûkâtı “müslüman” kabul edib, onun meclûbu veya meczûbu olub çıkdılar!

Bir Fransız, bir İngiliz, bir Alaman veya bir Amerikalı adam veya madam “Ben Müslüman oldum!” mu dedi, artık o mahlûkun keyfiyeti bir (eşşek) satın alışda gösterilen dikkat ve hassâsiyetin yüzde biri kadar bile bir tahkîk ve ölçüye yer vermeden, yüzü bile görülmeden, gâvur istihbârâtlarına yatarak ve kıt’alar ötesindeki muhayyel cismâniyyeti ile o mahlukât, “müslüman” kabûl edilib ölüleri arkasından gözyaşları dökülür olundu!.

Rasûl-i Rusül Aleyhisselâm’ın Habeşistan’dan Medine’ye gelen müslümanları “müslüman kalmışlar mı, kalmamışlar mı” diye nasıl imtihân buyurdukları, “İmtihân eden=Mümtehine” sûre-i celîlesi ile apaçık ortada iken!. Dâr-ı İslâm’da “BERÂET-İ ZİMMET ASILDIR”  da, dâr-ı harbde nedir?. Merhûm Muhammed Hamdi Efendi Hazretlerinin tefsîrinden (Mümtehine) Sûresi’nin tefsîrine bakan görür…

Dünyada her (herze felsefe) veya (ateist yol ve sol)un kendisine göre uyduruk da olsa bir (kırmızı (!) çizgisi) varken, Mutlak Hakîkat olan ALLÂH DÎNİ İslâmiyyet’in sanki hiçbir hudud çizgisi yokmuş gibi, onu, sellemehüsselâm girilip çıkılan bir yolgeçen hanı hâline getirdiler… Hele bunun içün daha da ileri gidib çizmeden taşarak, İslâmiyyet’in mutlak usûl KÂNUNLARINI teşkîl eden (sünnî yolunu) yani Rasûl-i Rusül Aleyhisselâm’ın “Benim ve ashâbımın üzerinde bulunduğumuz YOL” buyurduğu yegâne Müslümanlık YOLUNU, şiddetle reddeden; ve buna rağmen de, “Müslüman” olduğunu haykıran çarpık çurpuk idâreci (sapıtmaları=mezhebleri=yolları) görülür oldu!

Beyânımız şudur ki, bugün, işte bunca herc ü merc ortasında, “Müslümanım” diyen veya “Müslüman” gösterilen adam ve madamlar karşısında, gerçek müslümanların “Sünnî usûl kânunları çerçevesinde kalarak bir kıymet hükmüne gitmesi fevkal’âde zarûrîdir…” İslâm târîhine bakılacak olursa, bidâyet-i İslâm’dan beri müslümanların en büyük başbelâsı “müslüman kisveli münâfıklar” olmuş; ve müslümanların da en büyük  ve perişân edici gafletleri, bu adam ve madamlar karşısındaki gevşeklikleri bulunmuşdur…

Bu i’tibarladır ki, “Müslüman oldum” diyen bir ecnebî, hangi şartlarına îman ederek MÜSLÜMANLIĞI kabûl etmişdir; bunun mutlaka bilinmesi; ve onun, ona göre müslüman kabûl edilmesi şartdır… Laik Dembokrasi müdâhaleleri ile bütün bu esaslar bugün bir nevi silinib süpürülmüş; DÎN, devlet tahakkümü altında, son derece basit çocuk oyuncağı hâline getirilmişdir…

İkinci olarak da: Farzedelim ki İslâmiyyet’i bütün “ZARÛRÂT-I DÎNİYYESİ” ile tasdîk ve tahsîn eden bir adam var, bu adam, kesbinden (kazanılmasından) çok daha zor olan “îmânın muhâfazasını” becerebiliyor mu, bunda cezm ve yakîn derecesinde bir azm ü kavîye sâhib mi?. Yoksa Mutlak doğrudan, bugünün yüzlerce mezhebsizlik fraksiyonlarıyla ilhâda açılan binlerce şeytânî mezheblere mi kıvrılıyor?

Bütün bunlar nazara alınmadan yapılacak olan kıymetlendirmeler, islâmî ihlâs ile yapılanlar değil, tamâmen politik, nefsânî ve menfaate dayalı kıymetlendirmeler olacak; ve insanları (aldatma, gözkülleme) hedefine ma’tûf şeytânî yollar bulunacakdır!

Aşağıda, linklerini vereceğimiz vesîkalara ulaşanlar, bu günlerde dünya çapında bir merâsimle omuzlanacak olan Clay denen BOKSÖR içün beyinsizce bir hükme varmakdan uzak durmak istiyorlarsa, kâfir de olsalar, eğer zerre kadar insafları varsa, îmânî ve islâmî usûl karşısında hangi derece veya derekede bulunulduğunu teslîm edeceklerdir…

Sulandırılmış ve bulandırılmış bir “DÎN” icad ederek balık avlama peşindeki politikacıların hedeflerini de daha iyi anlamanın yolu, zikretdiğimiz mevzuda Mehmed Hasan Bulut Bey’in aşağıya alacağımız tiwitlerinde mündemic hâkîkatlara ulaşmakdan geçecekdir… Ayrıca, “câhiliyye” usûl ve aldatmalarına aslâ iltifât etmemek, “müslümanın şiârı bilinmek” şartdır…

1) Muhammed Ali Clay, müslüman olduğunda, Malcolm X’le beraber Nation of Islam adlı radikal bir dînî gruba mensuptu. pic.twitter.com/nVKvIZnmmr 

2) Malcolm X bu gruptan ayrıldı ve öldürüldü. Ardından M. Ali de bu görüşten vazgeçti. Fakat bir uçtan başka bir uca kaydı.

3) Son yıllarında aşk dinine inanmaya başladı. Hakikatin sadece İslamiyet’te değil, bütün dinlerde mevcut olduğunu iddia ediyordu.

Hakîkatın mücerred İslâmiyyet’de değil de, Pensilvanyalı HOCİA gibi “yehudiyyet ve hıristiyanlıkda da olduğunu” veya sâir herhangi bir din, ideoloji veya doktrinde dahî bulunduğunu iddia eden bir insanın, İSLÂMİYYET tarafından “müslüman” kabul edilmesi muhâl olub; bu (kabûl) üzere bulunanların da, “müslüman” kalmasını İslâmiyyet sûret-i kat’iyyede kabûl edemez; ve (münkir) olarak damgalar ve onları da kendi içinden fırlatır atar!

4) Muhammed Ali, Sufi lider Hazret İnayet Han’ın kitaplarının tesirinde kalarak İslam dışı batınîliğe kaydı.pic.twitter.com/0uU0TI9TXZ 

5) İnanmayanlar için, kaynaklardan bir tanesi: http://www.telegraph.co.uk/boxing/2016/03/02/family-faith-and-magic-tricks-my-40-year-friendship-with-muhamma/ …pic.twitter.com/SSej38tY3B 

“Halim Selim” isimli twitter hesab sâhibi arkadaşın verdiği aşağıdaki linke girilince de, İslâmiyyet’de aslâ bulunmıyan kadınlı erkekli ecâib bir sallanmak veya dans etmek gibi bir şeyin nasıl maskaraca icrâ edildiğini, buradan ta’kîb mümkindir!

6) Muhammed Ali’nin ait olduğu aşk dini ve Allah aşkı(?)heryerde…https://m.youtube.com/watch?v=69Ihdmx5338 … 

1)

Şu kadarının da beyânını zarûrî görürüz ki, Clay nâm müteveffâyı “müslüman” kabûl ederek ABD’ye uçan veya koşan T.C. CB zât, (Ağca’nın suikast yapdığı) iki evvelki PAPA’nın ölümü sebebiyle T.C.’deki TÜRK BAYRAKLARINI YARIYA indirtmişdi. Clay, zât-ı devletleri nezdinde mademki pek kıymetli “müslüman ölüsüdür” o halde bu kıymet Katolik papanınki kadar da mı yok da, bayraklar T.C.’de YARIYA İNDİRİLMİYOR?!!!

Bunca tenâkuzları, bozulmıyan SÜNNÎ mantığı çarmıha gererse, suç mu işlemiş olur?

2)

Bugünlerde ABD’de bayrakların yarıya indirileceğini haber alıyoruz. ABD, bütün dünyada İSLAMİYYET’i TERÖR ilan ederek aşağılamanın başını çekerken, neden “Müslüman BOKSÖR” içün bayraklarını yarıya indirecek kadar MÂTEME bürünüyor!???

Bu da, Suriye’yi KAN GÖLÜNE çeviren vahşet tutkunu ABD conilerinin kataküllili  TENÂKUZU!

Ölüleri de istismâr etdiğine inandığımız politikalar, işte bugünki dünyanın encâmını nereye sürüklemekdedir, âkil olanlar tefekkür buyura…

3)

Bir diğer noktaya da, SÜNNÎ USÛLÜNDEN başkasıyla kendisine varış muhal olan İslâmiyyet, bu gâvur uydurması ve gâvur zulmü ve merhametsizliğinin remzi olan bu BOKS denen (necâset boğuşmayı) nasıl HARAM kılmaz?

Cihanın bildiği som HAKÎKAT şu ki: İslâmiyyet’de SIHHATİN, BEDEN ve RUHUN MUHÂFAZASI MUTLAK FARZDIR, ŞARTDIR.

Gavur dünyasının insanlık hududlarından fırtdırarak uydurduğu ve kendisini (spor) kategorisine sokduğu bu ences boğuşmaya, İslâmiyet’in “meşrû’ bir SPOR” demeyib şiddetle reddetdiği izâhdan vârestedir. Biribirini ölesiye yumruklıyarak “gâlib gelme” illetine sapan, böylesine bir vahşetle rakîbini (HUDAHAŞ) edib canlı cenâzeye çevirmek şehvetiyle kuduran adamların, şu hayvanlığa bile bin RAHMET okutan hâllerine bir müslümanın HARAM dememesi ve bunu MUBAH addetmesi aslâ mümkin olamaz!

ALLÂH Azze’nin insana EMÂNET olarak bahşetdiği ve akıl almaz sonsuz nizamlarla yaratdığı (vücud nimetini), böylesine sû-i isti’mâl ve pâyimâl ederek, üzerinden tank geçmiş pestile çevirmek üzere; hatta  ölümle de neticelendiği nice boğuşmalarla sabit böylesine vahşî ve insanlık dışı boğuşmak, İslam’daki “emânet” ve “merhamet” imanını zîr ü zeber eden bir imansızlık ve münkirlikdir. SÜNNÎ hiçbir müslüman, böyle apaçık iğrenç bir HARAMA MUBAH, hele HELÂL diyemez, bundan münezzehdir.

Gâvur dünyasının bu (BOKS) denen vahşet, çılgınlık, kudurganlık, cinnet ve tuğyandan ZEVK almaları, onların küfürlerinden neş’et eden bir sapıklık ve aşşağılıkdır! Bu ruh yapısındaki adamların “medeniyyetinden” bahsetmek bile, abes ve insanlığa zülldür… Arenalarda zavallı boğaları ne hâle getirdikleri de bu zalim ve acımasız BATI gâvurluğunun dünyayı kuşatan kan zevkidir… Bunların 108 senedir kuyruğuna takılanları da, aklı olanlar bu hâllere kıyas etsin!

Allâh Celle, bütün gerçek müslümanları “Hakk’ı HAKK bilib ittibâ’, bâtılı bâtıl bilib ictinâb eden” fırka-yı NÂCİYEDEN=SÜNNÎLİK USÛL VE YOLUNDAN kıl kadar ayırmasın!

 ÂMÎN; ve Selâmün Alel Mürselîn!

 

(İntişârı: 07.06.2016)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir