Sapıkların doğduğu yer: İLAHİYAT
29 Ekim 2017
Laik Bir Devleti / Hükumeti Kabullenmenin İtikadî Hükmü..
12 Kasım 2017

3 Bin Kişilik “Şerefsizler Listesi” Demişken!

Bünyamin Eser

 

Bahçeli´nin bahsettiği 3 bin kişiyle Kumandanın bahsettiği 3 bin aile arasında epey bir fark var. Tek benzerlik rakamda. Yalı da oturmak bile benzerlik değil.

Sene 2009…

Nişantaşı´nda, zenginlerin gözde yeri Abdi İpekçi caddesinde çalışıyorum. Servetleri dudak uçuklatan, %90 itibariyle Türk olmayan, olamayan dönme karanlık tiplerin mekanında kapıcılar Kastamonu´lu. Dürüstlükleri ve saflıkları sayesinde onlardan vazgeçmiyorlar.

Her sabah 10´da bir kapıcı çay yapar, yan komşusuna, bölgede çalışanlara ikram eder, sohbet başlar…

Bir gün sohbetin konusu seçimler. Kapıcı gülüyor.

– Burada muhtar adayı, ya kapıcıdır veya okul hademesi. Ev sahipleri hiçbir zaman oy kullanmaz.

– Niye? Muhtarı kim seçiyor?

– Teşvikiye ve Maçka caddelerinde oturanlar var. Hepsi Cumhuriyetçi. Onlar her seçimde sandığa gider.

– Burda hiç mi oy veren yok.

-Kirada oturanlar verir. (2009 fiyatıyla 150 m.kare dairenin 7-8 bin € kiraya verildiği yerde kiracılar da elbette karanlık tipler. İsim yapmak ve imaj düzeltmek için bölgeye gelen mafyasından, Zarrab gibi devletlerarası ilişkileri olan tiplere kadar çeşit çeşit.)

Bir önceki seçimi konuşuyor:

– Kim muhtar olacak diye iddiaya girdi ev sahipleri. Muhtar ben oldum. Bahisten kazandığı parayla benim bütün mobilyaları yeniledi sağolsun.

– Kendine de ayırmıştır.

– Yaw bana ayırdığı para hiçbir şey.

Aklıma Eskişehir Cezaevi gelmişti. Mafyacılar sıkılınca koridorun başından sonuna kadar gardiyanları yarıştırırlar 10$ koşanlara, 100$ kazanana verirlerdi. Sırılsıklam ter içinde kalmış gardiyandan işittiğim.

Neyse özetle:

Bahçeli´nin bahsettiği 3 bin kişiyle Kumandanın bahsettiği 3 bin aile arasında epey bir fark var.

Tek benzerlik rakamda.

Yalı da oturmak bile benzerlik değil.

Kelime benzerliğini vesile yapıp gündeme ortak olmak? Hem de başka bir siyasi partiye, destekçilerine çatma hevesiyle…

Özetle:

O 3 bin aile, demokrasiyi destekler, ama foto vermek dışında kıçını kaldırıp sandığa gitmez.

O 3 bin aile için iktidar şu olmuş, bununla kavga etmiş zerre kadar umurlarında değildir. Mecliste istedikleri yasayı genel kabulle geçirirler.

O 3 bin aile GDO´lu ürünler için yasa ister, iktidar partisi hariç kimse itiraz etmez. İktidarın itirazı ise aslında nazlanmadır. Kendini pahalıya satmaktır. Takip edersiniz mecliste itirazsız kanunlaşan maddeleri, bi sürü maddeden ortak payda kim kar sağlıyor; tesbit edersiniz 3 bin aileyi.

O 3 bin aile, 2005 – 2006´da “veli rızasıyla çocuklar üzerinde deney” olarak bilinen ilaç yasasını ister; bunun vehametini dergide yazan Bünyamin Eser ceza alır…

Ceza vermeye bahane bulamazlar da, “Çocuk Taciri” başlığına ´Meclise hakaret´ten ceza verir.

Olan, işin vehametini hala anlamamış olan halka olur. Çocuğunu hastaneye götürürken zaten velinin rızası alınmıştır. Reçetede yazılanları almakla, deney aşamasında olan ilacı kabul etmiş olur. Artık bundan sonrası, velinin hastane ziyaretini takibe kalır. Yan etkisi var mıdır, tesiri istenen seviyede midir hepsi kayda alınır. Doktorların ilaç tercihinden, yanına gelen ilaç temsilcisinin soracağı sorulara, Mecliste çıkan yasa için hazırlanan yönetmeliğe kadar süreç hep takiptir.

Tanzanya ile ekonomik İşbirliği anlaşması yasalaşmış. Ne kadar önemsiz ve rutin değil mi?

Gereksiz evrak işi. Meclis çook çalışıyor çook (!)

(08.08.2015)

Kaynak: http://www.nabizhaber.com/3-bin-kisilik-serefsizler-listesi-demisken-2082yy.htm

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir