Şükrü Sak yazdı; Ahmet abi çok ayıp bu yaptığınız; teessüf ederim!

 

Bir yanda “Karga çetesi” gizli hayırcılar, bir yanda “kripto FETÖ’cüler”, bir yanda kendilerine “İslâmcı” süsü veren “yiyici-mamacı” klikler… Bütün bunların yanında bir de sizinle uğraşmayalım, lütfen!

Ahmet abi, çok ayıp bu yaptığınız; teessüf ederim!

Şükrü Sak

 

Hani halk arasında çok sık kullanılır ya;

“Ben olsam…”

Diye başlar ve devam eder; “etkili  ve yetkili” konumda bulunanların yerine kendini koyarak….

Şimdi…

Ben olsam sizi bu gazetelerde hiç yazdırmam Ahmet abi!..

(Nurettin Veren hariç!)

Her ne kadar, bir kısmınız;

7 Şubat’tan… Bir kısmınız; 17 Aralık’tan…. Bir kısmınız da 15 Temmuz’dan sonra;

“Cemaatin, Hocfendi’nin, Hizmet Hareketi’nin” gerçek yüzünü görmüş olduğunuzu beyan ederek, kapağı bu tarafa atmış olsanız da fark etmez…

Ben olsam size yazdırmazdım…

Yazdırsam bile;

“Bakın oğlum, sizin göreviniz bundan sonra, “pişmanlığınızın” gerçek ve sahici olduğunu isbat etmek üzere, bu “Fetullahçı Ajan yapılanmanın”;

İnsanları nasıl kandırdığını…

Toplumu nasıl zehirlediğini…

İslâm’ı nasıl istismar ettiğini…

Nasıl “paralel bir din” ürettiğini…

İslam’ı ve Müslümanları nasıl “ABD ve Batı’nın” hizmetine soktuğunu…

Bunun için hangi aparatları, hangi argümanları, hangi yöntemleri, hangi metotları kullandığını…

Nasıl bir “yapay dil” geliştirdiğini…

İhanetini nasıl kamufle ettiğini…

Algı operasyonları ve “toplum mühendisliği” eğitimini nerden aldıklarını….

Bu “tuzağın” nasıl kurgulandığını…

Hatta sizin gibi –eşşek kadar adamları bile– kendi amaçları doğrultunda nasıl kullandığını, topluma, insanlara, Müslümanlara anlatmaktır!

Adam gibi anlatmaktır…

Kıvırmadan anlatmaktır…

Doğrudan dümdüz anlatmaktır!

Dershanelerin, “Işık evleri”nin, sohbetlerin, beyin yıkama merkezlerinin, mankurtlaştırma uygulamalarının,  gençleri, çocukları, toplumu zehirlemenin “kültürel alt yapısının” nasıl işlediğini adam gibi anlatmaktır!..

“Pişmanlığınızın”  inandırıcı olması için yapmanız gereken budur!

Sizin işiniz bu saatten sonra sadece budur… 

Sizin işiniz bu pisliği, Müslüman Türk halkının başına örülen bu çuvalı ilmik ilmik çözmektir! Çözmeye uğraşanlara “hizmet” etmektir!

Eğer bu “işte” en ufak bir “gevşeklik” görürsem, sizin o kurulduğunuz köşeleri başınıza geçiririm”

Derdim!

Ben olsam doğrudan böyle derdim!

Çünkü bu Fetullahçı Ajan yapılanma, Müslüman Türk halkının başına bu “çuvalı” ilmik ilmik örerken, siz de ordaydınız! Bu ihanete siz de ortak oldunuz!

Ama bugün madem ki pişman oldunuz...

Madem ki “ihaneti” gördünüz, fark ettiniz…

O halde yapmanız gereken budur, derdim!

Ama siz ne yapıyorsunuz?..

Hala, bayağı bayağı –güya- “ironi” yapmaya yelteniyor;

“Namazı-Kuran’ı ne yapsak?” diye, “Fetullahçı bilinçaltının dışavurumu” olan örnekler sergiliyorsunuz!

(Normalde biz sadece “bilinçüstüne” çıkan şeylerle ilgileniyor ve ona göre değerlendirme yapıyorduk, ama arada bir “bilinçaltına” da inmek gerekiyormuş!)

Bakın bu yaptığnız çok ayıp Ahmet abi; teessüf ederim!

Halbuki bu saatten sonra sizin; “FETÖ’ye ve yancılarına” karşı daha net, daha açık, daha tutarlı; “kesin tavır almanız!” gerekmez miydi?..

Sizin ve “benzer” konumda olanların?.

-II-

Fakat n’oluyor?.. Biz, sizin ve benzerlerinizin daha net ve “kesin tavır” almanızı beklerken, siz tam tersi, “yumuşaklık” rekorunuzu “egale” ederek, FETÖ ihanetini yeniden “ihanete teşvik” edip, heveslendiriyorsunuz!

Neden?..

Bakın, bu“uslûpla” yaptığınız şey, bir eleştiri değil;

Bilinçaltının açığa çıkmasıdır…

Daha bilimsel söyleyelim; Bilinçaltının dışavurumudur!

Ne demek; “Namaz kılmayı- Kur’an okumayı ne yapsak?”

Ne demek; “Bu bir FETÖ eylem tarzı olmasın”

Diye sunmak… Güya “bu kadar abartmayın” diyecek…

Sen bu “ihanet şebekesi”nin bugüne kadarki ihanetlerini “nasıl perdelediklerini” topluma anlatacağın yerde, aklın sıra böyle bir de “ironi” yapmaya kalkıyorsun?

Bir yanda “gizli hayırcılar”, bir yanda “Karga çetesi” bir yanda “kripto FETÖ’cüler” bir yanda, kendilerine “İslamcı”(!) diyen-İslamcı süsü veren- “yiyici-mamacı” klikler… Bütün bunların arasında bir de seninle uğraşmayalım, lütfen diyorum bak!

Bir kere daha söylüyorum; bu “yumuşaklık”, FETÖ ihanetini bile yeniden heveslendiriyor, düşmanı motive ediyor!

Lütfen, aklınızı başınıza alınız…

Lütfen klavyenizi önünüze koyunuz ve bir kere daha düşününüz!

(Sevgili okuyucularım, umarım burada ısrarla yaptığım “lütfen” vurguları anlaşılıyordur!)

“Kutlu doğum” diye tezgâhlanan organizasyonun;

Fetullahçı ihanetin kendini perdelemek için kullandığı faaliyetlerden biri olduğunu, normalde sizin topluma anlatmanız gerekirken, -geçmişini siz daha iyi biliyorsunuz, çünkü içindeydiniz- bir de kalkmış böyle “yumuşak yumuşak”:

“Namaz kılmak-Kur’an okumak da FETÖ tarzı bir eylem olmasın”

Diye sululuk yapıyorsunuz!

Bu nasıl bir üslûptur böyle, bu nasıl bir galizliktir?

Bu nasıl bir “çirkintiktir“?..

İstersen; “Namaz kılıyor ve Kur’an okuyor” diye, Fetullah’ı da çağıralım gelsin Pensilvanya’dan?.. Olur mu?..

(Bak bu soruş tarzı senin yaklaşımının aynısı! Farkettin mi?)

-III-

“Lütfen” son olarak, -eğer söylediklerimi dikkate alacaksanız- şu köşenizdeki “profil resmini” değiştirin;

Ne öyle “şirin şirin tebessüm” edip duruyorsunuz Allah aşkına?

Ortada öyle yumşak yumşak sırıtacak bir durum yok;

Bildiğin FETÖ ile savaşıyoruz! Lütfen! Düşmanlara “cesaret” vermeyi bırakın!

Adam, bu “suratı” görünce otomatik olarak “hevesleniyor” yani…

-IV-

Ha, şunu diyebilirdin;

-“Kutlu doğum haftası” uzunca bir süre FETÖ ihanetinin kendini kamufle etme anlamında düzenlediği bir faaliyettir! Bundan sonra bu ihanet şebekesinin “Kutlu doğum”u istismar etmesine müsaade edilmeden, yepyeni bir formatta elbette “Kutlu doğum” benzeri organizasyonlar yapılabilir!

Bunu herşeyden önce bilmenizi isterim!”

Deseydin, tabii ki bu doğal birşey olarak karşılanır, kimse de sana “teessüf” etmezdi!

Ama senin yaptığın ortada!

-V-

Ha, unutmadan;

Bir ara da “gönül sohbetleri” yapalım Aaamet abi!

(26.04.2017)

 

http://www.nabizhaber.com/sukru-sak-yazdi-ahmet-abi-cok-ayip-bu-yaptiginiz-teessuf-ederim-15023h.htm