Kadından Velîyetü’l-Emr Ta’yîni
5 Mart 2020
Mektûbat’dan Düşmana Karşı Duâ
10 Mart 2020

BİR YERDEKİ ŞERRDEN KORUNMA DUÂSI

..

Hadîs-i Mustafavî aleyhi ve alâ âlihi’s-salevât ü vesselâmda gelmişdir:

Vesselâmu alâ meni’t-tebeal hüdâ…

[ Mektûbât-ı Rabbânî, Müstakîmzâde Tercemesi, c: 2, sh: 82, 69. Mektûb ]

..

 

16- Kötü Hükümden Şekavet Erişmesinden ve Başkalarından Allah’a Sığınma Hususunda Bir Bab

53- (2707) Bana Amru’n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Süfyan b. Uyeyne rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Sümey, Ebû Sâlih’den, o da Ebû Hüreyre’den naklen rivayet etti ki:

Pey­gamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kötü hükümden şekâvet erişmesinden, düşmanların gülmesinden ve kötü hâlden Allah’a sığmırmış.

Amr kendi hadîsinde şöyle dedi: «Süfyan : Ben bunlardan birini ziyade etmiş olmamdan şüphe ediyorum, dedi.»

54(2708) Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys rivayet etti. H. Bize Muhammed b. Rumh da rivayet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize Leys, Yezîd b. Ebî Habîb’den, o da Haris b. Ya’kub’dan naklen rivâyet etti. Ona da Yakub b. Abdillah rivayet etmiş ki: Kendisi Büsr b. Saîd’i şöyle derken işitmiş: Ben Sa’d b. Ebî Vakkas’ı şunu söylerken dinledim: Ben Havle binti Hakim Es-Sülemiyye’yi dinledim. Şöyle diyordu: Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’i:

«Bir kimse bir yere iner de, sonra “Allah’ın tam olan kelimeleriyle yarattıklarının şerrinden sığınırım”, derse, o yerden gidinceye kadar ona hiç bir şey zarar vermez.»

buyururken işittim.

55– (…) Bize Harun b. Ma’ruf ile Ebû’t-Tâhir ikisi birden İbnü Vehb’den rivayet ettiler. Lâfız Harun’undur. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti. (Dedi ki): Bize de Amr (bu zat İbnû Hâris’dir) haber yerdi. Ona da Zeyd b. Ebî Hasib ile Haris b. Ya’kub, Ya’kub b. Abdillah b. Eşec’den, o da Bûsr b. Saîd’den, o da Sa’d b. Ebi Vakkas’dan, o da Havle binti Hakim Es-Sülemiyye’den naklen rivayet etmişler ki: Havle, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’i:

«Biriniz bir yere indi mi “Allâh’ı tam olan kelimeleriyle yarattıklarının şerrinden Allâh’a sığınırım”, desin. Çünkü oradan gidinceye kadar kendisine bir şey zarar vermez.»

buyururken işitmiş.

(2709) Ya’kub (Dedi ki) : Ka’kâ’ b. Hakim de, Zekvân’dan, o da Ebû Sâlih’den, o da Ebû Hüreyre’den, naklen söyledi ki: Ebû Hüreyre (Şöyle demiş) :

Bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem’e gelerek:

— Yâ Resûlallah! Dün akşam beni sokan bir akrebden neler çektim! dedi.

«Akşamladığın zaman Allah’ın tam olan kelimeleriyle yarattıklarının şerrinden (ona) sığınırım deseydin; sana zarar vermezdi.»

buyurdular.

(…) Bana Îsa b. Hammad El-Mısrî de rivayet etti. (Dedi ki Leys, Yezid b. Ebi Habib’den, o da Ca’fer’den, o da Ya’kub’dan bana naklen haber verdi ki: Ya’kub kendisine Gatafan’ın azatlısı Ebû Salih’in haber verdiğini söylemiş, o da Ebû Hüreyre’yi şöyle derken işitmiş:

Bir adam:

— Yâ Resûlallah! Beni akreb soktu, dedi…

Râvi İbni Vehb’in hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.

Buhârî, «Kitâlu’d-Tahric» «Kitâbu’l-İstiâze»’de

Bu hadîsin  Ebû Hüreyre  rivayetini «Deavât» ile «Kitâbu’l-Kader»’de; Nesâî etmişlerdir.

ÎZÂH:

Cehd: Meşakkat ve baş sıkısı demektir.

İnsanın kendinden defetmeye gücü yetmeyen meşakkate cehdü’l-belâ derler. Hz. Abdullah İbnû Ömer’in Cehdü’l-belâ’yı malın azlığı, evlâdın çokluğudur diye tefsir ettiği rivayet olunur.

Şekavet, saadetin zıddıdır. Şiddet ve güçlük demektir. İbnü Battal şekâvetin dünyevî ve uhrevî olmak üzere iki kısma ayrıldığını, kötü hükmün dahi nefis, mal, aile, son nefes ve âhiret umuruna şâmil oldu­ğunu söylemiştir. Kaza, hüküm demek ise de, burada hakkında hüküm verilen şey manasınadır. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu duasını dahi ümmetine ta’lim için yapmıştır. Hadîs-i şerîf son derece cemiyetlidir. Çünkü kötü bir şey ya mebde yahut nihayet itibariyle düşünülebilir Mebde itibariyle tasavvur olunan kötülük, hükmün yâni hakkında ezelde takdir buyurulan şeylerin kötü olmasıdır. Nihayet yâni âhiret hususunda tasavvur edilen kötülük ise hakikî şekavettir. Kötülük bir de hayat hususunda tasavvur olunabilir. Bu ya başkalarından gelir ki, düşmanlar kötülük geldi diye sevinir, gülerler. Yahut insana kendinden gelir. Bu da Cehdü’l-belâ’dır.

Tam olan kelimelerden murad; bazılarına göre noksanı ve kusuru olmayan kelimelerdir. Bir takımları bunun şifalı kelimeler demek olduğunu söylemiş, bazıları da bundan maksad Kur’ân’dır demişlerdir.

 

[ Sahîh-i Buhârî Tercemesi ve Şerhi, Ahmed Dâvudoğlu, cild 11, Kitâbu’z-Zikr ve’d-Duâ, Hadîs no: 2707, 2708, 2709]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir